Tarih: 21.07.2025 23:38

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 12-13 yaşındaki masum yavruların emeklerine kara çalınıyor

Facebook Twitter Linked-in

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kıbrıs Barış Harekatı'nın 51'inci yıl dönümü dolayısıyla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne gerçekleştirdiği ziyaretin ardından yurda dönüşünde uçakta gazetecilere açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı. Kıbrıs Barış Harekatı'nın 51'inci yıl dönümü vesilesiyle Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ın davetine icabetle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne gerçekleştirdikleri ziyareti tamamladıklarını belirten Erdoğan, "Lefkoşa'da 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı kutlamalarına katılarak, Kıbrıs Türkü kardeşlerimizin coşkusunu ve sevincini bir kez daha paylaştık." ifadelerini kullandı.

"Huzur ortamı Türkiye'nin kararlı desteğiyle daha nice yıllar sürecektir" Türkiye'nin uluslararası anlaşmalardan kaynaklanan hak ve yükümlülükleri çerçevesinde bundan 51 yıl önce gerçekleştirilen Kıbrıs Barış Harekatı'nın, "enosis" hayalini suya düşürdüğünü kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kahraman Silahlı Kuvvetlerimiz, Kıbrıs Türkü kardeşlerimiz ve mücahitlerin desteğiyle 1963'ten itibaren akan kan ve gözyaşına son vererek, adaya barış ve huzur getirmiştir. Nitekim adada yarım asırdır bir damla kan dökülmemiştir. Bu huzur ortamı Türkiye'nin kararlı desteğiyle daha nice yıllar sürecektir. Kıbrıs Türkü de ilelebet kendi vatanında özgürce yaşayacaktır." diye konuştu. Ziyareti vesilesiyle KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'la da bir araya geldiğini belirten Erdoğan, Türkiye'nin, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne olan desteğini tekraren vurguladıklarını, Kıbrıs'ta iki devletli çözüm vizyonunun arkasında durduklarını ve adada iki ayrı halk ve iki ayrı devlet olduğu gerçeğini teyit ettiklerini söyledi.   Kıbrıs Türklerinin refah içinde yaşaması için çalışmalarını sürdürdüklerini ve sürdüreceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan,  "İktisadi ve mali iş birliği anlaşmalarıyla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ihtiyaç duyduğu her alanda desteklenmektedir. Bazı tesislerin açılış ve temel atma törenlerini, mayıs ayında hizmete sunulan Cumhuriyet Yerleşkesinde yaptık. Bunlardan temelini attığımız Yeni Lefkoşa Devlet Hastanesi inşallah adadaki en büyük sağlık yatırımlarından birini teşkil edecek. Açılışını yaptığımız Lefkoşa Kuzey Çevre Yolu Köprülü Kavşağı ve 4 buçuk kilometrelik kesim sayesinde, toplam 21 kilometrelik projenin önemli kısmını tamamlamış olduk. Bir yıldan kısa sürede biten bu proje Lefkoşa'daki trafik yoğunluğunu azaltmakla kalmayıp Güzelyurt ve Lefke'nin, Ercan Uluslararası Havalimanı'na bağlantısını da hızlandıracak." dedi.

Hizmete alınan Yeni Maraş Sağlık Merkezi'nin bin metrekarelik kapalı alanda bölge halkının sağlık hizmetlerine de erişimini kolaylaştıracağını belirten Erdoğan, "Bugün de yine tanık olunduğu üzere, Ana Vatan ve garantör olarak Kıbrıs Türkü'nün müreffeh bir geleceğe doğru attığı adımlarda yanlarında olmayı sürdüreceğiz. Bu düşüncelerle sözlerime son verirken, 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı'mızı bir kez daha canı gönülden tebrik ediyorum." ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti; "Güney Kıbrıs'ı bir devlet olarak kabul etmiyoruz" (KKTC'deki iki siyasi partin yöneticilerinin Güney Kıbrıs'ta Rum Yönetimi liderini ziyareti) Benim Güney'e böyle bir ziyaret düşüncem söz konusu değil. Çünkü onlar nasıl KKTC'yi bir devlet olarak kabul etmiyorlarsa biz de Güney Kıbrıs'ı bir devlet olarak kabul etmiyoruz. Dolayısıyla benim kitabımda onlarla böyle bir görüşmenin yeri yok. Bunlar, Kıbrıs Türk halkının iradesini yansıtmayan marjinal girişimlerdir. Kıbrıs Türkleri bizim canımızdan bir parçadır. Kimse, aramızdaki bu gönül bağını zedeleyemez; Kıbrıs adasına sadece barış için gitmiş olan Türkiye'nin kahraman evlatlarına "işgalci" diyemez. Kıbrıs Türk halkı, anavatan Türkiye'nin garantörlüğünü ve Ada'daki meşru varlığını tartışmaya açmaz bile. Tarihi gerçekler ve milli hafızamız ortadayken yapılan hainlik elbette Kıbrıs Türk halkı tarafından sandıkta cezalandırılacaktır. Rum tarafı şimdiye kadar çözüm istemediğini defalarca gösterdi. Onlar eşitlik ve adalet değil, Kıbrıs Türkünü kendi öz vatanında parya yapmak istiyorlar. Kimi şuursuzlar da buna açıkça çanak tutuyor. Kıbrıs'ta çözümün anahtarı iki devletli çözümdür; bundan da taviz yoktur. Türkiye'nin Kıbrıs politikası nettir, Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliğini ve güvenliğini garanti altına almayan hiçbir sürecin içinde olmayız.

Son Dakika Haberler Canlı TV CANLI Arama Gündem TRT Haber 21.07.2025 13:00 Cumhurbaşkanı Erdoğan: 12-13 yaşındaki masum yavruların emeklerine kara çalınıyor Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, muhalefetin LGS kapsamındaki merkezi sınavla ilgili iddialarına yönelik, "12-13 yaşındaki masum yavruların emeklerine kara çalınıyor. Bizim, 'toksik siyaset' derken kastımız buydu, çamur at izi kalsın anlayışıyla siyaset yapılmaz" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan: 12-13 yaşındaki masum yavruların emeklerine kara çalınıyor Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kıbrıs Barış Harekatı'nın 51'inci yıl dönümü dolayısıyla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne gerçekleştirdiği ziyaretin ardından yurda dönüşünde uçakta gazetecilere açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı. Kıbrıs Barış Harekatı'nın 51'inci yıl dönümü vesilesiyle Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ın davetine icabetle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne gerçekleştirdikleri ziyareti tamamladıklarını belirten Erdoğan, "Lefkoşa'da 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı kutlamalarına katılarak, Kıbrıs Türkü kardeşlerimizin coşkusunu ve sevincini bir kez daha paylaştık." ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan: 12-13 yaşındaki masum yavruların emeklerine kara çalınıyor "Huzur ortamı Türkiye'nin kararlı desteğiyle daha nice yıllar sürecektir" Türkiye'nin uluslararası anlaşmalardan kaynaklanan hak ve yükümlülükleri çerçevesinde bundan 51 yıl önce gerçekleştirilen Kıbrıs Barış Harekatı'nın, "enosis" hayalini suya düşürdüğünü kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kahraman Silahlı Kuvvetlerimiz, Kıbrıs Türkü kardeşlerimiz ve mücahitlerin desteğiyle 1963'ten itibaren akan kan ve gözyaşına son vererek, adaya barış ve huzur getirmiştir. Nitekim adada yarım asırdır bir damla kan dökülmemiştir. Bu huzur ortamı Türkiye'nin kararlı desteğiyle daha nice yıllar sürecektir. Kıbrıs Türkü de ilelebet kendi vatanında özgürce yaşayacaktır." diye konuştu. Ziyareti vesilesiyle KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'la da bir araya geldiğini belirten Erdoğan, Türkiye'nin, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne olan desteğini tekraren vurguladıklarını, Kıbrıs'ta iki devletli çözüm vizyonunun arkasında durduklarını ve adada iki ayrı halk ve iki ayrı devlet olduğu gerçeğini teyit ettiklerini söyledi.   Kıbrıs Türklerinin refah içinde yaşaması için çalışmalarını sürdürdüklerini ve sürdüreceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan,  "İktisadi ve mali iş birliği anlaşmalarıyla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ihtiyaç duyduğu her alanda desteklenmektedir. Bazı tesislerin açılış ve temel atma törenlerini, mayıs ayında hizmete sunulan Cumhuriyet Yerleşkesinde yaptık. Bunlardan temelini attığımız Yeni Lefkoşa Devlet Hastanesi inşallah adadaki en büyük sağlık yatırımlarından birini teşkil edecek. Açılışını yaptığımız Lefkoşa Kuzey Çevre Yolu Köprülü Kavşağı ve 4 buçuk kilometrelik kesim sayesinde, toplam 21 kilometrelik projenin önemli kısmını tamamlamış olduk. Bir yıldan kısa sürede biten bu proje Lefkoşa'daki trafik yoğunluğunu azaltmakla kalmayıp Güzelyurt ve Lefke'nin, Ercan Uluslararası Havalimanı'na bağlantısını da hızlandıracak." dedi. Hizmete alınan Yeni Maraş Sağlık Merkezi'nin bin metrekarelik kapalı alanda bölge halkının sağlık hizmetlerine de erişimini kolaylaştıracağını belirten Erdoğan, "Bugün de yine tanık olunduğu üzere, Ana Vatan ve garantör olarak Kıbrıs Türkü'nün müreffeh bir geleceğe doğru attığı adımlarda yanlarında olmayı sürdüreceğiz. Bu düşüncelerle sözlerime son verirken, 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı'mızı bir kez daha canı gönülden tebrik ediyorum." ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti; "Güney Kıbrıs'ı bir devlet olarak kabul etmiyoruz" (KKTC'deki iki siyasi partin yöneticilerinin Güney Kıbrıs'ta Rum Yönetimi liderini ziyareti) Benim Güney'e böyle bir ziyaret düşüncem söz konusu değil. Çünkü onlar nasıl KKTC'yi bir devlet olarak kabul etmiyorlarsa biz de Güney Kıbrıs'ı bir devlet olarak kabul etmiyoruz. Dolayısıyla benim kitabımda onlarla böyle bir görüşmenin yeri yok. Bunlar, Kıbrıs Türk halkının iradesini yansıtmayan marjinal girişimlerdir. Kıbrıs Türkleri bizim canımızdan bir parçadır. Kimse, aramızdaki bu gönül bağını zedeleyemez; Kıbrıs adasına sadece barış için gitmiş olan Türkiye'nin kahraman evlatlarına "işgalci" diyemez. Kıbrıs Türk halkı, anavatan Türkiye'nin garantörlüğünü ve Ada'daki meşru varlığını tartışmaya açmaz bile. Tarihi gerçekler ve milli hafızamız ortadayken yapılan hainlik elbette Kıbrıs Türk halkı tarafından sandıkta cezalandırılacaktır. Rum tarafı şimdiye kadar çözüm istemediğini defalarca gösterdi. Onlar eşitlik ve adalet değil, Kıbrıs Türkünü kendi öz vatanında parya yapmak istiyorlar. Kimi şuursuzlar da buna açıkça çanak tutuyor. Kıbrıs'ta çözümün anahtarı iki devletli çözümdür; bundan da taviz yoktur. Türkiye'nin Kıbrıs politikası nettir, Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliğini ve güvenliğini garanti altına almayan hiçbir sürecin içinde olmayız. "İsrail tüm bölgeyi ateşe atma gayretinde" (Suriye'deki son gelişmeler) Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara orada dik bir duruş sergilemiştir. Şu ana kadar herhangi bir tavizi de söz konusu değil. İsrail sürekli tüm bölgeyi ateşe atma gibi bir gayret içinde. Bu gayret karşısında ise Suriye'nin bu duruşuyla süreç, ihtiyatlı bir şekilde devam ettirildi. Suriye'nin bölgeyi 2 bin 500 kadar askeriyle kontrol altına alması söz konusu. Son atılan adımlarla da kontrolü sağlamış vaziyetteler. Böylece Güney'de bir hakimiyet tesis edilmiş durumda. Suriye halkı tüm kesimleriyle, geçmişte yaşadıkları acılardan ders çıkartıp, bu oyunlara gelmeyi kesinlikle düşünmüyor. Burada Dürzilerle diğer kesim arasındaki uzlaşıyı sağlamış vaziyetteler. "Ahmed Şara çok olumlu bir adım attı" Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara burada bana göre çok olumlu bir adım attı. Kendisiyle yaptığım telefon görüşmesinde bu duruşunu konuştuk. Kendisinden bizden talebi nedir, ne değildir bunları öğrendik. Kendilerine her türlü desteği vereceğimizi de söyledik. Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan, Amerika Birleşik Devletleri'nin Özel Temsilcisi ve Dışişleri Bakanı ile sürekli görüşme halinde. Aynı şekilde MİT Başkanımız İbrahim Kalın ve Milli Savunma Bakanımız Yaşar Güler de muhataplarıyla görüşüyor. Bölgede son olarak bu 2 bin 500 kişilik hafif silahla donatılmış gücün Süveyda'ya gitmesine izin verildi. İki gündür Amman'da toplantılar devam ediyordu. Aşiret reisleri, Ürdünlüler ve ABD Özel Temsilcisi bizimle sürekli temas halinde. Süveyda'nın etrafı çevrilmiş durumda. Birliklerin içeriye girip girmemesine izin vermeyle ilgili bir problem var. Şu anda Dürzilerin malumunuz üç kolundan ikisi son derece uyumlu olduğu halde kollardan biri İsrail ile hareket ediyor. Bunlar bozgunculuktan vazgeçmiyor. Bu nedenle içeride zaman zaman çatışmalar devam edebiliyor. İçeriye polis giremiyor, asker giremiyor, şehrin etrafındalar. En azından dışarından unsurların gelmesini engellediler. Amman'daki devam eden müzakerelerde sözünü ettiğimiz o bir Dürzi fraksiyon hariç taraflar, gönüllü olarak ateşkese uymaya "evet" dediler. Suriye meselesinde aslında son derece yapıcı bir atmosfer oluştu. Bütün bir araya gelemeyecek aktörler, Suriye konusunda bir araya gelirken İsrail'in bu istikrar projesini bozmasını dünyaya iyi anlatmak gerekiyor. Biz, bunu anlattığımızı düşünüyoruz. Amerikalılar özellikle bu meseleyi biraz daha sahiplenmeleri gerektiğini anlıyorlar. Temel sorun tarafların birbiri arasında çatışma olması. Ama daha da büyük stratejik sorun, bu çatışmayı bahane ederek İsrail'in bölgeyi işgale kalkması. Zaten İsrail, bildiğiniz gibi bölgede istikrar olmasını istemiyor. Bütünleşik bir Suriye'nin kendisi için iyi olmayacağını düşünüyor ve bu türden provokasyonlara devam ediyor.

"Terörsüz bir geleceği inşa etmekte kararlıyız" "Terörsüz Türkiye" hedefimize ulaşmak için adımlarımızı atmayı sürdürüyoruz. Bu nihai hedef doğrultusunda ilerleme devam ediyor. Sürecin provokasyonlardan etkilenmemesi için de son derece dikkatliyiz. "Terörsüz Türkiye" hedefimizi sekteye uğratacak tüm sabotajlara ve yapılara karşı teyakkuz halindeyiz. Biliyorsunuz silah bırakma başladı. İlgili arkadaşlarımız gerekli takibi yapıyor ve temasları sağlıyor. Komisyon konusunda da görüşmeler, bildiğim kadarıyla, nihai aşamaya geldi. Yakında Meclis zemininde ilerlemenin yaşandığına şahitlik edeceksiniz. Biz terörsüz bir geleceği inşa etmekte kararlıyız. Hedefimize ulaşmak için ne yapacağımızı, nasıl yapacağımızı ve sonuçta nereye varacağımızı çok net bir biçimde biliyoruz. Bölgemizde yaşanan hadiseler, bir kez daha attığımız bu adımın doğruluğunu ortaya koyuyor. Şu anda İmralı bu konuyla ilgili her türlü desteği verdi, veriyor. İşin bu boyutu çok çok önemli. YPG'nin duruşu her an her türlü değişkenliğe uğrayabilir. Bu yaklaşımın bunların uzantısı olan SDG bakımından nasıl yansıyacağı da önemli. Son gelişmelerde Suriye Cumhurbaşkanı Şara'nın duruşu, bunların olumsuz anlamda bir araya gelişini de bana göre ortadan kaldırmış vaziyette. Biz kararlıyız, Ahmed Şara'yı Suriye'de yalnız bırakmayacağız. Suriye'nin parçalanmasını istemiyoruz, Suriye'nin yeniden toparlanmasını biz ülkemiz için de olumlu görüyoruz. Çünkü Suriye'nin yeniden toparlanması bizimle olan münasebetlerini de olumlu istikamette etkileyecektir. Ülkemizdeki Suriyelilerin ülkelerine gönüllü geri dönüşlerinin başladığını görüyoruz. Halbuki "dönmeyecekler" diye bir ümitsizlik vardı. Şimdi gönüllü geri dönüşlere başladılar. Biz de gönüllü geri dönüşlerin hızlanması için her türlü desteği vereceğiz. Bu dönüşlerin hızlanmasıyla birlikte Suriye hızla normalleşsin, biz de Güneyimizi sağlama alalım istiyoruz.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —