Geçtiğimiz Şubat ayında skandal açıklamaları ile gündeme gelen, ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) Komutanı Joseph Votel, Türkiyenin Afrindeki operasyonuna rağmen YPG/PKK ile iş birliğine devam edeceklerini söylemişti. Aynı Votel, Nisan ayında da Suriyedeki ana ortaklarının YPG olduğunu söylemekten çekinmedi.
Votelin kim olduğunu hatırlayalım; 15 Temmuzun darbeci generallerinin, ABD ordusunun yakın müttefikleri olduğunu ifade eden ABD generali.
YPG/PKK, Münbiçi Ağustos 2016'da ABD'nin desteğiyle terör örgütü DEAŞ'tan alarak işgal etmişti.
Münbiç için yapılan 3 aşamalı planı hatırlayalım;
Birinci aşama; ilk 30 gün içerisinde YPG/PKK unsurları Münbiç'i terk edecek.
İkinci aşama, 45 günün sonunda Türk ve Amerikan taraflarının askeri ve istihbarat unsurları ilçede ortak denetime başlayacak.
Üçüncü aşama, 60 gün zarfında Münbiç'in yerel unsurlarından yönetim kurulacak.
Plan, muhtemelen 4 Hazirandan itibaren uygulanacak.
Anlaşılan Türkiyenin ısrarları sonuç vermiş ve YPG/PKKnin Fıratın batısından çıkarılmasını sağlayacak yol bulunmuş. Zeytin Dalı başlangıcında 8-10 bin olarak tahmin edilen terörist mevcudunun yaklaşık yarısı öldürüldü. Yaralı kaçanlar da düşünüldüğünde teröristlere iyi bir darbe vurulduğu görülüyor. Ancak ABDnin bu anlaşmayla, bölgedeki PKKyı en azından şimdilik imhadan kurtarmaya çalıştığı anlaşılıyor.
Planın satır aralarına dikkat ederseniz ABDnin, istihbarat unsurlarımız tarafından kontrol altında tutulduğu da anlaşılıyor.
Bir diğer kritik nokta ise ABDnin verdiği silahların ne olacağı. Geri alınmayacağı açıkça görülüyor.
Fıratın doğusunda 20 civarında Üs kurmuş olan ABD, Votelin söylediği gibi teröristlerle işbirliğine devam ediyor. Fıratın doğusuna ittirilen bataklığın kurutulması gerekiyor. Bu nedenle Fıratın doğusu ne olacak sorusunun cevabını vermek şimdilik mümkün görülmüyor.
Sıra oraya da gelecek
Fikret SAVAŞ