Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT), Turizm Başkenti Erzurum’da görkemli bir açılışa imza attı. Verilen mesajlar aynen şöyleydi: Bu şehrin yarınları var Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz başkanlığındaki törene bakanlar, üst düzey bürokratlar, sanat ve spor dünyasından tanınmış isimler katıldı. Kış turizminin gözde merkezi olan Erzurum, bu yeni organizasyonla gösterdi ki sadece turizmde değil, ekonomi formları dahil birçok alanda iddialı bir isim oldu. Vali Mustafa Çiftçi, Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen ve 2025 Erzurum Turizm Başkenti Koordinatörü Muharrem Çığlık’ın aylardır harıl harıl çalıştıkları bu açılış, olumsuz hava şartlarına rağmen şehirde büyük yankı uyandırdı. Başta Türk dünyası olmak üzere, çeşitli yerlerden binlerce insanın akın ettiği Erzurum’da, birbirinden renkli gösteriler yapıldı, etkinliğe imza atıldı. Başkan Recep Erdoğan’ın katılması planlanan ancak son anda Erdoğan’ın gelmediği, yerine video mesajla duygularını bildirdiği açılış töreninde, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Erzurum’un yarınlarına dair olumlu mesajlar verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, Erzurum’un turizm başta olmak üzere, pek çok olanda uluslararası zeminlerde çok ciddi başarılara imza atacağına inandığını söyledi. 2025 yılı boyunca sürecek etkinliklerde, şehir merkezinin yanısıra ilçelerde de onlarca güzel işlere imza atılacak. Turizm Başkenti Erzurum, bu organizasyonla yeni yatırım ve yatırımcının şehre gelmesini hedefliyor. Erzurum, 2011 Dünya Üniversite Oyunları’ndan (FISU) sonra ilk kez bu büyüklükte bir organizasyona ev sahipliği ediyor. Erzurum’un benzer çalışmalarda sahip olduğu bilgi ve tecrübe çok ciddi biçimde işe yaradı. Birbirinden yeterince haberi olmayan Türk dünyasının ortak bir paydada buluşmasını ve geç kalmış tanışıklığın halklar düzeyinde pekiştirilmesi amacını taşın bu organizasyon, Erzurum’da bir kez daha ortaya çıktı ki: Büyük bir ihtiyaç… Kim olursa olsun, gün gelir bir başkasına ihtiyaç duyabilir ve herkes birbirinden yeni bir şey öğrenebilir. Erzurum’daki görkemli açılışta ve sonrasındaki etkinliklerde bu bir kere daha kanıtlandı. Meğerse birbirimizi tanımaya ve kaynaşmaya çok ihtiyacımız varmış. Hiç kuşku yok ki, Erzurum’un turizm başkenti seçilmesi tesadüfi bir karar değildi. Öyle ya Erzurum, kadim devirlerden beri pek çok medeniyete merkez olmuş bir şehir. Bugün de Erzurum, modern cumhuriyetin değerleriyle bezenmiş ve yarınlarına umutla bakıyor. Dolasıyla Erzurum’da bu görkemli törenlerin olması, belki de gecikmiş bir hakkın teslimiydi. Kimi iflah olmaz septikler, Başkan Erdoğan’ın bu acılaşa geleceğinin duyurulmasına rağmen gelmemesinin altında sebep arayıp durdu, hatta kimileri öküzün altında buzağı var mı diye eğilip baktı! Bityeniği yok… Çok geçerli bir sebepten ötürü Başkan Erdoğan, her vakit gelmekten memnun olduğu Erzurum’a gelemedi. Lakin bu organizasyon dahil pek çok gelişmenin Erzurum eksenli seyretmesini isteyen zaten O değil miydi? Şüphesiz ki Sayın Erdoğan, Erzurum’a gelseydi, bu açılışın seyri bambaşka olurdu. Buna rağmen açılışa halel gelmemesi ve açılışın nakisaya uğramaması için bizzat Erdoğan’ın talimatıyla devlet teyakkuza geçti. Öyle de oldu. Açılış seremonisi de güzeldi, beraberindeki etkinlikler de… Erzurum, bir yandan hızla göç veren bir şehir, beri yanda da doğurganlık oranı düşen bir şehir. Aslında bir majör durum… Buna rağmen yine de enseyi karartmadan bu şehrin yarınlarına dair pek çok güzel gelişme yaşanıyor. “Ümitsizlik iman eksikliğinden kaynaklanır” düsturundan hareketle her doğan yeni bir günde, şehrimiz ve ülkemiz için ümitvar oluyoruz. Değil mi ki her gece, yeni bir sabaha gebedir. Bazıları yine meseleyi çarpıtıyor. Diyorlar ki: “Ne yani Erzurum Turizm Başkenti oldu diye bütün sorunlarından mı kurtulacak?” Hayır… Aklı başında kimsenin böyle bir tezi ya da iddiası yok. Ama şu savunması var: Erzurum, düştüğü yerden ayağa kalkıyor. Yetmez mi? Şehirler de insanlara benzer. Ömürlerinde çıkışlar, inişler vardır. Hüzünler ve sevinçler kardeş gibidir. Erzurum geçmişinde mütemadiyen işgale uğramış bir şehir. Bu yüzdendir ki efkarlıyız, bundan dolayı bütün türkülerimizin iki notaları yanıktır. Bu şehrin insanının, cepheden cepheye koşmaktan, çile üstüne çile çekmekten keşeneler inşa etmeye vakti olmadı. Bu sebeptendir ki, gecekondularla avunmak hep bize düştü. Biz taze aşkları öyle bilmedik ki, zemheri de üzüm salkımı zannettik onu… Bundandır, bu memleket adına atılan en küçük bir adımdan bile mutlu olmam… Zannediyorum ki Erzurum, emeklemekten yürümeye geçti. Zannediyorum ki, Erzurum artık koşacak… Evet… Çoğu vakit hayal kırıklığına uğruyorum, ama asla umudumu yitirmiyorum. İnanıyorum: Erzurum bir gün koşacak.
