ABD siyasetini yıllarca Washington’dan takip etmiş gazeteci ve yazar Serdar Turgut, ezber bozan yeni kitabı “Trump ve Zamanın Sonu” ile okurlarını Beyaz Saray’ın perdeleri arkasında dönen görünmeyen savaşa davet ediyor. Nemesis Kitap etiketiyle raflardaki yerini alan eser Trump ile yeni bir çağın başladığını iddia ediyor. Bu sadece bir siyaset kitabı değil... Bu, kehanet gibi yazılmış politik bir analiz. Trump ve Zamanın Sonu, 2024 ABD seçimlerinde yeniden iktidara gelen Donald Trump’ın arkasındaki Evanjelist tarikat yapılanmasını, İsrail merkezli kutsal toprak stratejilerini ve bu büyük planların Türkiye’yi nasıl etkileyebileceğini çarpıcı belgeler, gözlemler ve referanslarla ele alıyor. Serdar Turgut, yalnızca bir gazeteci değil; uzun yıllardır Amerikan sistemini içerden gözlemleyen, analitik zekâsını derin kültürel okumalara taşıyan bir isim. Bu kitapta ise tüm birikimini, zamanın sonunu anlatan kutsal metinlerle ve Evanjelist liderlerin söylemleriyle birleştiriyor. Kitabın yanıt aradığı bazı sorular ise şöyle: Trump gerçekten İsa’nın gelişini hızlandırmak isteyen bir tarikatın oyuncağı mı? Evanjelistler neden Türkiye’ye ve Erdoğan’a düşman? ABD ve İsrail’in ortak hedefi: Sınırlarımızda yeni bir devlet kurmak mı? Beyaz Saray’da ağlayan adam kimdi ve neden “Tanrı’nın planı işliyor” diye dua etti? Trump bir Evanjelist değilse neden onların her dediğini yapıyor? Washington’da Trump’ın arkasındaki asıl güç kim: Derin devlet mi, tarikat mı? “Kutsal savaş” dedikleri Armageddon’un ilk durağı Türkiye mi olacak? Trump’ın ikinci döneminde Evanjelistlerin en büyük hedefi ne? Batı Şeria artık “Judea Samaria” mı? ABD yazışmalarında Filistin siliniyor mu? Bu kitabı okuduktan sonra “Sadece komplo teorisi” demeye devam edebilir misiniz? Türkiye için Uyarı, Dünya için Kırmızı Alarm Kitapta anlatılanlar yalnızca ABD iç siyasetini değil, dünya düzenini değiştirme iddiası taşıyan bir inanç hareketinin şifrelerini de açığa çıkarıyor. Turgut, hem akıl hem sezgiyle yazdığı bu kitapta şunu söylüyor: “Trump bir politikacıdan fazlası olarak sahneye çıkıyor; bir çağın kapandığını ve başka bir çağın başladığını ilan ediyor.”
