10565,74%-0,59
42,17% -0,01
49,02% -0,28
5558,99% -1,71
9196,59% -3,17
Temiz Hava Hakkı Platformu - Kara Rapor 2025: TÜM TÜRKİYE KİRLİ HAVA SOLUYOR, EKONOMİYE FATURASI YILDA 138 MİLYAR DOLAR! Partikül madde PM2.5 hava kirliliğinin Türkiye ekonomisine yükü ilk kez hesaplandı: Bir yılda 138 milyar dolar; 2024 GSYH’sinin yaklaşık yüzde 10’u. En önemli önlenebilir ölüm nedenlerinden olan hava kirliliğinin düzeyi DSÖ’nün önerdiği seviyeye çekilirse Türkiye’de yılda en az 60 bin hayat kurtarılabilir. KOAH’a bağlı ölümlerin yüzde 41,3’ü, kalp hastalıklarına bağlı ölümlerin yüzde 27,7’si, inme kaynaklı ölümlerin yüzde 27,4’ü, akciğer kanserine bağlı ölümlerin yüzde 18,6’sı hava kirliliğinden kaynaklanıyor; demans olma riski ise yüzde 8 artıyor. 2024’te hava kalitesi iyi olan il yok. Havası en kirli iller Iğdır, Erzincan ve Kütahya. Ankara ve İstanbul’da hava kirliliği ‘hassas’ düzeyde. THHP, “PM2.5 kirliliğine bağlı ölüm ve hastalıkların ekonomik maliyeti düzenli hesaplanmalı, kirlilik önleme politikaları kamu yatırım planlarına entegre edilmeli” çağrısında bulundu. Temiz Hava Hakkı Platformu (THHP), kuruluşunun 10. yılında Türkiye’nin hava kirliliği gerçeğini yeniden gündeme taşıyor. 2016’dan bu yana düzenli olarak yayınlanan Türkiye’nin ‘hava kirliliği karnesi’ Kara Rapor’un yedincisi, Kara Rapor 2025 İstanbul’da düzenlenen basın toplantısında açıklandı. Uzmanların, Türkiye’nin hava kirliliğiyle mücadelesinin son 10 yıllık tarihini ve geleceğini değerlendirdiği etkinliğin açılış konuşmasını yapan Temiz Hava Hakkı Platformu Yürütme Kurulu Üyesi ve Türk Tabipleri Birliği THHP Temsilcisi Prof. Dr. Gamze Varol, “10 yıl önce, farklı alanlarda uzmanlaşmış sağlık meslek örgütleri, çevre ve iklim örgütleri ortak bir amaç etrafında bir araya geldik. Herkes için temiz hava! Şu bilgi ve inançla yola çıktık: Temiz hava, sağlıklı bir yaşam için vazgeçilmez ve temel bir insan hakkı. Kurulduğu günden bu yana Temiz Hava Hakkı Platformu hekimlerden mühendislere, akademisyenlerden çevre aktivistlerine kadar çok farklı sesin buluştuğu ortak bir zemin, güçlü bir sivil toplum ağı haline geldi. Bu zeminde bilim ile toplumsal talepleri birleştirerek daha adil ve sağlıklı bir gelecek için mücadele ediyoruz. Hepimizin sağlığını ve geleceğini yaşamsal düzeyde geliştirecek politikalar için tam 10 yıldır çalışıyoruz; aynı doğrultuda çalışmayı sürdüreceğiz. Bu vesileyle platforma katkı sunan, destek veren her kuruma, her bireye teşekkür ediyoruz” dedi. THHP Koordinatörü Deniz Gümüşel ise şöyle konuştu: “Her yıl olduğu gibi bu yıl da Kara Rapor’da, Türkiye’deki hava kalitesiyle ilgilisi sorunları ve somut çözüm önerilerini ortaya koyduk. Özetle diyebiliriz ki kağıt üzerinde Avrupa Birliği (AB) standartlarına yakın ancak sağlıklı havaya uzağız. Türkiye’de hava kalitesinin, politikaların ve uygulamaların 10 yıllık seyrini gözler önüne serdiğimiz Kara Rapor 2025’te bir ilki de gerçekleştirdik: Hava kirliliğinin neden olduğu erken ölümlerin Türkiye ekonomisine etkisini hesapladık. Soluduğumuz havadaki en tehlikeli maddelerden biri olan PM2.5’in yarattığı kirlilik, 2024 gayri safi yurt içi hasılasının 10’da biri kadar mali yük oluşturuyor. Bu tablo, sorunun sadece sağlıkla sınırlı kalmadığını, ekonomik refahı da sarstığını açıkça gösteriyor. Bu çalışmayla karar vericilere politika kararlarında göz önünde tutmaları gereken çok önemli bir bilgi sunuyoruz: Hava kirliliğinin ekonomik bedeli. Konunun uzmanı analistler bu çalışmada, İstatistiksel Yaşam Değeri’ni (Value of Statistical Life - VSL) temel aldı. İstatistiksel Yaşam Değeri, bir insanın hayatının ‘parayla ölçülmesi’ anlamına gelmez; toplumun ölüm riskini azaltmak için ne kadar harcamaya razı olduğunu gösterir.” GSYH’nin Yüzde 10’u ‘Havaya Karışıyor’ Kara Rapor 2025’e göre Türkiye’de partikül madde PM2.5 hava kirliliğinin ekonomik karşılığı bir yılda yaklaşık 138 milyar dolar. Bu, Türkiye’nin 2024 yılı gayri safi yurt içi hasılasının yüzde 10’una eşit. PM2.5 maruziyetinin azaltılmasıyla her yıl 10 binlerce hayat kurtarılabilir ve ekonomi üzerindeki ağır yük hafifletilebilir. 2024’te Hava Kalitesi İyi İl Yok Kara Rapor’a göre 2024’te hiçbir ilin yıllık ortalama hava kalitesi Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği kılavuz değerlere göre temiz değil. ‘Osmaniye, Iğdır ve Malatya partikül madde kirliliği en yüksek ilk üç il oldu. Kirliliğin en önemli kaynaklarından biri trafik olarak ortaya çıktı. En kirli ilk 10 ile bakıldığında bu illerin Akdeniz bölgesinin doğusunda ve güneydoğu Anadolu’da yoğunlaştığı gözlendi. Sanayinin ve termik santrallerin olduğu bölgeler olan Bursa Kestel, Osmaniye ve Şırnak’ta halk, 250 günün üzerinde yani yılın yüzde 70’inde sağlıksız havaya maruz kaldı. Osmaniye halkı, 2024 yılı boyunca ortalamada 83,60 µg/m3 partikül madde soludu. Bu, DSÖ’nün önerdiği en yüksek kirlilik düzeyinin 5 katından, Türkiye’de yasal sınırın 2 katından fazla. İstanbul’da, Sultangazi bölgesinde de Cebeci taş ocakları nedeniyle ilçe halkı yılın 263 günü kirli hava soludu. Ankara ve İstanbul’da 2024’te hava kirliliği ‘hassas’ düzeyde seyretti. İzmir’de ise Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına bağlı hava kalitesi izleme istasyonlarından bu yıl da yeterli veri alınamadı. Bu nedenle İzmir’in havası kapsamlı biçimde değerlendirilemedi. Kara Rapor 2025’te yapılan 10 yıllık değerlendirmeye göre özellikle doğal gaz kullanımına geçen bölgelerde (ör. Edirne-Keşan) hava kalitesinde belirgin iyileşmeler görülürken Ankara Keçiören, Antalya ve Şanlıurfa gibi hızla büyüyen kentlerde hava kalitesi düştü. 10 yıllık değerlendirmenin en önemli çıktısı Türkiye’de hava kirliliğinin halen düzenli ve yeterli ölçülmediği oldu. PM2.5: Her 10 Erken Ölümün Birinden Sorumlu İnce partikül madde PM2.5 kirliliğinin, dünyada toplam hastalıkların yüzde 8’inden ve yılda 7,8 milyon erken ölümden sorumlu olduğunun, özellikle solunum ve dolaşım sistemi hastalıklarına yol açtığının belirtildiği Kara Rapor 2025’te şu veriler dikkat çekiyor: KOAH’a bağlı ölümlerin yüzde 41,3’ü, iskemik kalp hastalıklarına bağlı ölümlerin yüzde 27,7’si, inme kaynaklı ölümlerin yüzde 27,4’ü, akciğer kanserine bağlı ölümlerin yüzde 18,6’sı, diyabete bağlı ölümlerin yüzde 17’si PM2.5 kirliliğinin sonucu. Kirlilik, kronik böbrek hastalığı, nörolojik hastalıklar, erken doğum ve ruh sağlığı sorunları gibi riskleri de artırıyor. “Yapılan hesaplamalara göre Türkiye’de 2023 ve 2024’te, ince partikül madde PM2.5 kirliliği nedeniyle sırasıyla 63 bin 851 ve 62 bin 644 erken ölüm meydana geldi. Bu, 30 yaş üstü nüfusta tüm ölümlerin yaklaşık yüzde 13’ünün hava kirliliğine atfedilebileceği anlamına geliyor” vurgusu yapan Temiz Hava Hakkı Platformu Yürütme Kurulu Üyesi ve Çevre İçin Hekimler Derneği THHP Temsilcisi Prof. Dr. Çiğdem Çağlayan sözlerini, “Eğer PM2.5 düzeyi DSÖ’nün önerdiği yıllık ortalama 5 µg/m³ seviyesine indirilebilseydi yılda 60 binin üzerinde ölüm önlenebilirdi” diye sürdürdü. 2024’te hava kirliliğine bağlı ölüm oranının en yüksek olduğu il Osmaniye (yüzde 33,8) olurken, toplam ölümlerin sayısal olarak en fazla görüldüğü iller İstanbul, İzmir, Bursa ve Ankara oldu. PM2.5 hava kirliliği, Türkiye’deki en önemli önlenebilir ölüm nedenlerinden biri. Partikül Madde Kirliliği Demans Riskini Artırıyor PM2.5 kirliliğine uzun süreli maruz kalma, demans (bunama) riskini önemli oranda artırıyor. PM2.5 düzeyi yıllık ortalamada her 5 mikrogram/m³ arttığında demans riski yaklaşık yüzde 8 yükseliyor. Cambridge Üniversitesi’nden bilim insanlarının yaptığı küresel araştırmaya göre azot dioksit ve özellikle araç egzozlarında ve orman yangınlarında ortaya çıkan siyah karbon da demans riskini yükselten diğer kirleticiler. Orman Yangınları Zehirliyor Orman yangınlarından kaynaklanan PM2.5 kirliliğinin sağlık üzerindeki etkileri çok ağır. 32 Avrupa ülkesinden 541 milyon kişiyi kapsayan güncel bir araştırmada, orman yangınlarına bağlı PM2.5 maruziyetinin diğer kaynaklardan gelen PM2.5’e göre çok daha fazla ölüme yol açtığı gösterildi. Ölümlerin başlıca nedeni, solunum sistemi hastalıkları. Küresel ölçekte, 2000–2016 yılları arasında 749 bölgeyi kapsayan veriler üzerinden yapılan başka bir araştırma ise, tüm nedenlere bağlı 65,6 milyon ölümün 406 bin 720’sinin (yüzde 0,62) orman yangınlarına bağlı PM2.5 maruziyetinin akut etkilerine atfedilebileceğini ortaya koydu. Çocuklar İklim Değişiminin En Öncelikli Kurbanları İklim değişikliğinin yol açtığı yüksek sıcaklıklar, besin güvencesizliği, bulaşıcı hastalıklar hava kirliliği, çocuklarda erken doğum, solunum yolu hastalıkları, yetersiz beslenme, ishal ve enfeksiyon riskini artırıyor. Orman yangınlarından kaynaklanan PM2.5 maruziyeti çocuklarda solunum semptomları için acil servis başvuru riskini 10 kat artırıyor. Bu kapsamda, çocukların sağlıklı bir çevrede büyüme hakkına dikkat çekmek amacıyla 25 Ekim Cumartesi günü İstanbul’da ‘Çocuklar İçin Temiz Hava Sempozyumu’ düzenlenecek. Temiz Hava Hakkı Platformu Koordinatörü Gümüşel de PM2.5 kirliliğinin sağlık açısından çok riskli olmasına rağmen Türkiye’de mevzuatta henüz yer almadığı için platform olarak bir kampanya başlattıklarını duyurdu: “Yeni başlattığımız ‘Hedef Temiz Hava!’ imza kampanyası ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına sesleniyor, PM2.5 için soluduğumuz havadaki PM2.5 kirliliğine yönelik yasal bir sınır değer belirlenmesini talep ediyoruz.”