10107,68%-1,64
39,98% 0,31
46,83% -0,29
4281,14% 0,17
6812,98% 0,09
Türkiye yaz aylarında yeniden orman yangınlarıyla mücadele ederken, bu yangınların yalnızca çevresel değil, hukuki sonuçları bakımından da değerlendirilmesi gerektiği açıktır. Avukat Feyza Kayadibi, tekrarlayan yangınların artık münferit olaylar değil, sistematik ihmaller zincirinin sonucu olduğunu vurgulayarak, hem bireysel hem de kurumsal sorumluluğun altını çiziyor. “Bu yangınlar sadece doğayı değil, hukuku da yakıyor. Artık göz ardı edilemeyecek bir ihmalkârlık söz konusu. Sadece dikkatsiz vatandaşlar değil; yıllardır denetlenmeyen enerji nakil hatları, bakım yapılmayan altyapılar ve görevini yeterince yerine getirmeyen kamu kurumları da sorumluluk halkasının bir parçasıdır.” Kayadibi’ye göre, yangınların çıkış nedenlerine ilişkin teknik değerlendirmeler sadece bireysel ihmalleri değil, denetim yükümlülüğünü yerine getirmeyen kamu idareleri ve özel sektör aktörlerini de işaret ediyor. Her ihmal, aslında toprağın altında mayalanan bir hukuki sorumluluğun işaretidir. “Hukuki Süreçler Göstermelik Olmamalı” Kamuoyuna yapılan “soruşturmalar başlatıldı” açıklamalarının artık toplum vicdanını tatmin etmediği belirterek. Mevcut mevzuatın etkin uygulanması hâlinde yaptırımların etkilerinin görüleceğini sürecin şeffaf ve denetlenebilir kamuya aktarılabilir şekilde ilerlemesi gerekliliğini belirtiyor. Orman yangınları yalnızca doğaya değil, aynı zamanda temel haklara yönelmiş ciddi bir tehdittir. Türk Ceza Kanunumuz m. 170 ve devamı maddeleri açılan soruşturmaların ülke gündemindeki diğer soruşturmalara benzer şekilde medyadan izlenilmesi ve kamuoyunun takibinin gerekliliğini vurguladı. Yine Anayasa’nın 56. maddesi gereğince de ‘’herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir” ve bu hakkı korumak hem devletin hem özel teşebbüslerin yükümlülüğüdür. Bu bağlamda, yangınların önlenmesi amacıyla gerekli bakım ve denetim görevlerini ihmal eden kurumlar, yalnızca vicdani değil, hukuki anlamda da sorumludur. “Tazminat Süreçleri de İşletilmeli” Sadece cezai yaptırımların yeterli olmadığını belirten Kayadibi, zarar gören vatandaşların Anayasa ve Türk Borçlar Kanunu çerçevesinde mülkiyet, yaşam ve sağlıklı çevrede yaşama haklarının ihlal edildiğine dikkat çekiyor. TBK m. 49 ve devamı diğer maddeleri gereği zarar görenler, kamu idaresi hakkında idari yargıda, özel kişiler hakkında ise adli yargıda tazminat davası açabilir. “İhmalkâr uygulamalar yalnızca kamu zararı doğurmaz, bireysel hak ihlallerine de yol açar. Bu nedenle yalnızca soruşturmalar değil, tazminat süreçleri de eş zamanlı olarak işletilmelidir.” Kurumsal Sorumluluk ve Hukuki Zorunluluk Av. Kayadibi, bu süreçte yalnızca bireysel faillerin değil, bakım ve denetim yükümlülüğünü yerine getirmeyen kamu kurumlarının ve özel şirketlerin de etkili bir şekilde yargı sürecine dahil edilmesi gerektiğini vurguluyor. “Orman yangınlarıyla mücadele sadece itfaiyeyle, hava araçlarıyla değil; aynı zamanda hukukla yapılmalıdır. Gerçek sorumluların yargı önünde hesap vermesi, zararın giderilmesi ve kamu vicdanının tatmin edilmesi artık temenni değil, zorunluluktur.”