İran, İsrail’in bölgedeki operasyonlarına karşılık olarak kritik bir hamle yaptı. İran İslam Cumhuriyeti Ordusu, ülkenin güneydoğusunda yer alan ve küresel enerji taşımacılığının kalbi olarak bilinen Hürmüz Boğazı’nı ikinci bir açıklamaya kadar ulaşıma kapattığını duyurdu. Karar, sosyal medya üzerinden yapılan resmi açıklamayla kamuoyuna duyuruldu.
“Başka bir duyuruya kadar Hürmüz Boğazı'ndan hiçbir geminin geçişine izin verilmeyecektir" ifadesiyle duyurulan karar, başta enerji piyasaları olmak üzere tüm küresel ekonomi için alarm zillerini çaldı.
PETROLÜN %20’Sİ BU BOĞAZDAN GEÇİYOR Hürmüz Boğazı, Basra Körfezi’ni Umman Denizi ve Hint Okyanusu’na bağlayan dar bir su yolu. Sadece İran için değil, başta Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt ve Irak olmak üzere birçok OPEC ülkesi için de hayati bir enerji geçiş noktası. Uzmanlara göre dünya petrolünün yaklaşık %20’si bu boğaz üzerinden taşınıyor. Aynı zamanda Katar’ın sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ihracatı da bu güzergah üzerinden gerçekleştiriliyor. Dolayısıyla boğazın kapatılması, sadece petrol değil doğalgaz piyasasında da büyük sarsıntılar yaratabilir.
ABD'nin bölgede konuşlandırdığı 5. Filo da Hürmüz Boğazı’ndan geçen ticari deniz taşımacılığını korumakla görevli. Ancak İran’ın bu kararı, bölgede askeri tansiyonu da tehlikeli şekilde yükseltti. PETROL FİYATLARINDA ÜÇ HANELİ ŞOK KAPIDA Uluslararası yatırım bankası JP Morgan tarafından yapılan analizde, Hürmüz Boğazı'nın ulaşıma kapatılması durumunda petrol fiyatlarının varil başına 120-130 dolar aralığına ulaşabileceği tahmin ediliyor. Daha karamsar senaryolarda ise bu rakamın 150 dolara kadar tırmanabileceği belirtiliyor.
Ege Üniversitesi’nden Prof. Dr. Aykut Lenger, konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede, Hürmüz Boğazı’na yönelik olası bir müdahalenin şimdiden petrol fiyatlarını yukarı çektiğini söyledi. Lenger, "Bu tehlike görüldü ve finansal piyasalar önceden pozisyon aldı. Arz daralması yaşanması durumunda fiyatların daha da yükseleceği kesin" dedi. TÜRKİYE EKONOMİSİ İÇİN CİDDİ RİSKLER Hürmüz Boğazı'nın kapatılmasının Türkiye’ye etkileri de gündemde. Ekonomist Güldem Atabay, Patronlar Dünyası’na yaptığı değerlendirmede, petrol fiyatlarının 100 doların üzerine çıkmasının Türkiye açısından yüksek enflasyon, büyüme düşüşü ve faiz politikasında dönüş anlamına gelebileceğini vurguladı. Atabay, şu uyarılarda bulundu: “Petrol 150 dolara kadar çıkabilir. Bu senaryo Türkiye için ciddi bir tehdit oluşturur. Enflasyon üzerindeki baskı artar, büyüme hızı düşer ve Merkez Bankası faiz indirimlerini ertelemek zorunda kalabilir. Ayrıca döviz rezervleri yeniden piyasaya sürülmek zorunda kalınabilir.” Atabay ayrıca, artan jeopolitik risklerin turizm sektörü üzerinde de olumsuz etkiler yaratabileceğini, özellikle yaz sezonunda beklentilerin gerisinde kalınabileceğini ifade etti. KÜRESEL EKONOMİK DALGALAR DERİNLEŞEBİLİR Boğazın kapatılmasının sadece bölge ülkelerini değil, dünya ekonomisinin genelini etkileyebileceği belirtiliyor. Ulaşım rotalarında yaşanacak tıkanmalar, lojistik maliyetleri artırabilir, enerji yoğun sektörleri baskı altına alabilir ve tedarik zincirlerinde yeni krizler doğurabilir. Petrol ve LNG fiyatlarında yaşanabilecek keskin artış, gelişmekte olan ülkelerin ekonomik dengelerini daha da zorlayabilir. Avrupa Birliği ülkeleri ile Çin, Japonya ve Hindistan gibi büyük enerji ithalatçısı ekonomiler için de enerji güvenliği yeniden gündemin ilk sıralarına yerleşmiş durumda.