Evgenia Gutul’un suçu Gagavuz Türk’ü olmasıdır

Gencehan Tunay: Bugün burada, Moldova’nın Gagavuz Yeri Özerk Bölgesi'nde demokratik yollarla seçilmiş Cumhurbaşkanı Sayın Evgenia (Yevgenia) Gutul’a yönelik baskı, tehdit ve gözdağı girişimi ile hukuksuz yargılamaya karşı sesimizi yükseltmek amacıyla toplanmış bulunuyoruz. Sayın Gutul, Kişinev Mahkemesi tarafından gerçekliği kanıtlanmamış, siyasi amaçlı iddialarla “seçim sürecinde usulsüzlük” ve “yasa dışı dış finansman” suçlamalarıyla 7 yıl hapis cezasına mahkûm edilmiştir. Ayrıca 5 yıl süreyle siyaset yapması yasaklanmış ve mal varlığına el konulmuştur. Moldova’daki mevcut iktidar, bu kararla Gagavuz Türklerinin seçme hakkını yok saymakta ve Türk kimliğine tahammülsüzlüğünü bir kez daha ortaya koymaktadır. Bu karar yalnızca hukuki değil, aynı zamanda siyasi bir hesaplaşmanın da ürünüdür ve Gagavuz halkının demokratik iradesine açık bir müdahaledir. Sayın Gutul’un asıl "suçu", bir Gagavuz Türkü olarak halkının büyük desteğiyle seçilmesi ve Batı yanlısı PAS (Eylem ve Dayanışma Partisi / Partidul Acțiune și Solidaritate) iktidarının baskılarına karşı Gagavuzya’nın millî ve kültürel değerlerini kararlılıkla savunmasıdır. MAİA SANDU liderliğindeki yönetim, bu kararla yalnızca Gagavuz halkının seçme hakkını yok saymakla kalmamış, aynı zamanda Türk kimliğine ve bağımsız bir duruşa tahammül edemediğini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Avrupa Birliği tarafından yaptırımlarla hedef alınan Sayın Gutul, aslında Gagavuz halkının iradesini savunduğu için cezalandırılmaktadır. Ne yazık ki Adalet ve Kalkınma Partisi hükümeti, bu açık hukuksuzluk karşısında her zamanki teslimiyetçi tutumuyla sessiz kalmış, defalarca destek çağrısı yapan Gagavuz halkı yalnız bırakılmıştır. Oysa bu mesele sadece Gagavuzya’nın değil, tüm Türk Dünyasının ortak meselesidir. Gagavuz Türkleri, tarih boyunca Türk milletinin ayrılmaz bir parçası olmuş ve kimliğini kararlılıkla korumuştur. Zafer Partisi olarak, soydaşlarımıza karşı yürütülen bu antidemokratik ve kimlik hedefli uygulamalara sessiz kalmamız mümkün değildir. Demokrasiye, halk iradesine ve soydaşlarımızın geleceğine sahip çıkmak, bizim tarihi ve ahlaki sorumluluğumuzdur. Sayın Gutul'un ve beraberindeki yöneticilerin derhal serbest bırakılmaları konusunda uyarıda bulunuyor, Gagavuz halkının demokratik tercihlerine saygı gösterilmesini ve bu adaletsizliğin son bulmasını talep ediyoruz. Aksi hâlde bu karar, yalnızca bir mahkeme hükmü değil, bir asimilasyon politikasının ve kimlik baskısının tescili olarak tarihe geçecektir. Gagavuz Türklerine uygulanan baskı sürecini dikkatle ve kararlılıkla takip ettiğimizi kamuoyuna güçlü bir şekilde ilan ediyoruz.