9078,43%-1,59
38,48% 0,00
43,79% -0,18
4096,23% -0,21
6629,81% 0,33
Zekiye Çomaklı Çimen Basma: Hıdrellez ( Ruzi Hızır) Bayramı Erzurum da tarih boyunca 6 Mayıs ta daha sonraları 1 Mayıs ta bahar bayramı veya Çimen Basma adı ile kutlanır. Hıdrellez kutlamaları genel olarak yeşillik, ağaçlık alanlarda, su kenarlarında, özellikle Abdurrahman Gazi türbesinde, Serçeme Deresinde, ya da bulundukları yere yakın bir yatırın yanında yapılmaktaydı. Bu gibi yerlere bu nedenle Hıdırlık denilirdi. Hıdrellezde haşlama patates ve haşlanmış yumurtanın yanı sıra hurma tatlısı, helva, kete, çörek, kuru köfte yanında baharın taze yeşillikleri, taze kuzu eti ve kuzu ciğeri yeme âdeti, vardır. Baharın ilk kuzusu yenildiği zaman sağlık ve şifa bulunacağına inanılır. Ayrıca bugünlerde kırlardan çiçek veya ot toplayıp onları kaynattıktan sonra suyu içilirse bütün hastalıklara iyi geleceğine, bu su ile kırk gün yıkanılırsa gençleşip güzelleşileceğine inanılır. Erzurum’da Hıdrellez kışın sonu, yazın başlangıcı olarak kabul edilmektedir. Özellikle köylerde, BABA takvimine göre yıl iki bölüm olarak kabul edilmektedir. Bunların biri yaz, diğeri de kıştır. 6 Mayıs ile 7 Kasım arasındaki 186 gün yaz, 8 Kasım ile 5 Mayıs arasındaki 179 gün de kış günleridir. 8 Kasım’da başlayıp 5 Mayıs’ta sona eren kış günlerine ise Kasım günleri denmektedir. Hıdrellez, Hızır ve İlyas peygamberlerin buluştuğu gün olarak kabul edilir 40-45 yıl öncesine kadar halk 5 Mayıs günü kırlardan 41 çeşit ot toplamakta, bunları içi su dolu bir küp veya kazana koyar, sabah kalkınca bu suyla tüm aile bireyleri yıkanırmış. Bununla ailenin temiz olacağına, hastalıklardan arınıp, zindelik kazanılacağına inanılırdı. Hıdrellez sabahı erkenden kalkılıp evlere söğüt dalı asılır. Söğüt dalının evlere asılmasının veya vücudun herhangi bir yerine bağlanmasının, sağlık getireceğine inanılmaktadır Günümüzde fazla olmamakla birlikte 6 Mayıs gecesi, ateş yakılıp üzerinden atlanır. Eski yıllarda, Hıdrelleze bir hafta kala hazırlıklar başlayarak Evlerde temizlik yapılır ve Hıdrellez pikniği için yiyecekler önceden hazırlanırdı. … ¬¬ Hıdrellez akşamı (5 Mayıs) genç kızlar ellerine kına yakarlar. Evin bereketi gitmesin diye kimseye tuz ve ekmek, peynir ve yoğurt mayası verilmez. Hıdrellezden 1 gün önce (5 Mayıs) kırlardan 41 çeşit ot, toplanır. Bunlar suya konulur ve Hıdırellez sabahı bu su ile el –yüz yıkanır, yıl boyu sağlıklı olunacağına inanılır. Eğlencelerin yapılacağı yerler önceden tespit edilir. Çadırlar kurulur ve eş, dost, konu komşu, hısım akraba haberdar edilir. O gün herkes erkenden kalkıp kırlara gider veya evin düz bacasına çıkar kahvaltı yapılır. Eski Erzurum evlerinin bacaları çatısız ve toprak olduğu için erkenden yeşerir ve mevsimin ilk yeşilliği bacalarda görülür. Hıdrellez kutlamalarını yapıldığı yerler olarak bacalar ilk akla gelen yerlerdir. Hıdrellez günü şehir halkı Abdurrahman Gazi Türbesi Sultan Sekisi, Boğaz ve Köşk gibi mesire yerlerine gider. Bu yerlerin dışında Hasankale ve İstanbul yolu üzerinde ağaçlı, sulu ve yeşillik yerler, Tortum ilçesinin bahçeleri de tercih edilirdi. O gün kutlamaların yapıldığı her yerden semaver dumanları yükselir, demli çaylar içilerek yarenlikler yapılırdı. Erzurum şehir merkezindeki önemli mesire yerlerinden Köşk’ün dört bir yanına serilen kilimler hasırlar ve kurulan çadırlarda fakir zengin her tabakadan insan bir araya toplanır ve kaynaşırlar. Hanımların önceden hazırlayıp getirdikleri kuru köfte, kete, çörek, baklava, börek, et kavurma, yumurta, civil peynir ve taze lor gibi yiyeceklerle ortak sofralar kurulur. Bu günlerde yumurtalar renk renk boyanır kendi çocuklarına ve komşu çocuklarına verilir. Hıdrellez günü ikindi saatlerinde çay içmek için toplanan genç kızlar, bir çömleğin içine kendilerine ait bir eşyayı (boncuk, yüzük) atarlar. Küçük bir çocuğun gözlerini bağlayarak çömlekten boncuk ve yüzükleri tek tek çektirirler. Bu sırada mani bilen biri kızlar için tek tek mani söylerler. Kimin eşyası hangi manide çömlekten çekilmiş ise; o genç kız, o maniyi kendine göre yorumlar. Hıdrellez günü un elenmez, ekmek pişirilmez, çamaşır yıkanmaz, dikiş dikilmez, kavga edilmez. Un elenip ekmek pişirilmediği için bir gün önceden yağsız “gugul” denilen bir tür ekmek (tuzlu çörek te denilir) yapılır. Bu ekmek yumruk büyüklüğünde veya yumurtadan biraz büyük minik bir somun şeklinde yapılır tandırda pişirilir. bekâr kızlar bu ekmeği yapar ve ertesi gün yani Hıdırellez günü ikindi ezanından önce evlerinin bacasına atarlar. Ekmekler kuşlar tarafından hemen kapışılır ve kimin evine doğru uçarsa o kız o eve gelin gidecek diye yorumlanır. Hıdrellez akşamı ikindiden sonra bahçede bulunan gül ağacının altına insanlar isteklerinin resmini çizerler. Ev isteyen ev şekli, araba isteyen araba şekli, hayvan isteyen hayvan şekli, evlilik isteyen sevdiğini canlandıran bir resim çizer ve dilekte bulunurlar. Bunu yapmakla o yıl içerisinde isteklerinin gerçekleşeceğine inanırlar. Kırkı çıkmamış bebek kız çocuklarının özellikle on beş yaşını geçmemiş kız çocuklarının kulakları Hıdrellez günü delinir. Yaşlı kadınlar veya köy ebesi kadınlar bu işleri yaparlardı. Kendileri kız çocuklarının kulaklarını büyük bir iğne ile deler, deliğin kapanmaması için kulağa kaygan, özellikle ibrişimden yapılmış kalınca bir iplik geçirirlerdi. Boyu çok uzun olanların başına hıdrellez sabahı çubukla vurulur (Boyu daha fazla uzamamasın diye) Hayvanların sütünün çok olması için Hıdrellez günü süt pişirilmez, gece pişirilir. Sütü olmayan komşulara süt verilir, yayıkta ayran yapılıp komşulara dağıtılır. Hıdırellez’de yağan yağmur altın, gümüş kadar değerlidir. . Bereketli olduğunu bildiren bazı atasözleri vardır. “Hıdrelleze kadar bir tutam, Hıdrellezden sonra tutam tutam.”, “Az bilirim uz bilirim, Hıdrellezden sonra yaz bilirim.” , “Kul sıkışmayınca Hızır yetişmez.” Atasözleri hala kullanılır. GUGUL: Aynen bildiğimiz ekmek hamuru gibi fakat biraz sert bir hamur tutulur ve minik somunlar şekline getirilip tandırda pişirilir. Yağ yumurta, yoğurt kullanılmaz, Hıdırellez’e mahsus bir çörektir, yemek için değildi