10275,80%0,46
39,81% 0,10
46,90% 0,33
4274,45% 0,36
6794,97% -0,20
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan’ın Hankendi kentindeki Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Zirvesi dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Terörle mücadelede kararlılık vurgusu yapan Erdoğan, “Birlikte inşallah bu ‘Terörsüz Türkiye’ mücadelemizi yürüteceğiz” dedi. DEM Parti heyetiyle gelecek hafta gerçekleşecek görüşmeye dair detayları paylaşan Erdoğan, Gazze’de insani ateşkes, Suriye ile normalleşme, Zengezur Koridoru’nun açılması, F-35 süreci ve bölgesel gelişmelere ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan ziyaretine ilişkin şu ifadeleri kullandı: "Değerli basın mensubu arkadaşlarım sizleri en kalbi duygularımla saygıyla selamlıyorum. Ekonomik İşbirliği Teşkilatı 17’nci Zirvesi’ne katılmak üzere Hankendi'ye gerçekleştirdiğimiz ziyareti tamamlamış bulunuyoruz. Kurucu üyesi olduğumuz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı 1985 yılından bu yana, toplam 8 milyon kilometrekarelik bir coğrafyada yarım milyara aşkın nüfusa hitap eden bölgesel bir platform haline geldi. Teşkilat, büyük potansiyeli bulunan jeostratejik olarak son derece önemli bir bölgede, iş birliğini derinleştirmeye devam ediyor. Aynı zamanda üyelerinin sahip olduğu ortak değerleri ve kadim kardeşliği de yönetiyor. Ülkemiz, teşkilatın bağlı kuruluşlarından Ticaret ve Kalkınma Bankasına, Eğitim Enstitüsüne ve Gıda Güvenliği Bölgesel Koordinasyon Merkezine de ev sahipliği yapıyor. Malumunuz bugünkü zirvenin ana temasını, “Sürdürülebilir ve İklim Değişikliğine Dayanıklı Bir Gelecek İçin Yeni Vizyon” başlığı oluşturuyor. Nitekim teşkilatımızın yayıldığı coğrafya, iklim krizinden en fazla etkilenen bölgelerin başında geliyor. Zirvede yeşil dönüşüm, enerji kaynaklarının etkin kullanımı ile sürdürülebilirlik ve iklim değişikliği konularında görüş alışverişinde bulunuldu. Bir diğer önemli konu; teşkilatın etkinliğinin artırılmasıydı. Bu hususta bizim de birtakım önerilerimiz oldu. Bu noktada teşkilatımızın bilhassa ticaret, bağlantısallık, ekonomik entegrasyon ve enerji kaynaklarının verimli kullanımı gibi alanlarda oynadığı rolü pekiştirecek tedbirleri değerlendirdik. Biz, teşkilatın temel odağını kaybetmeden üyeleri arasında iktisadi ve ticari iş birliğini desteklemesini, sonuç ve proje odaklı bir yapıya dönüşmesini arzu ediyoruz. Bu hususta da bir oydaşma olduğunu gördük. Teşkilatın bu temelde yapılacak dönüşümüne rehberlik etmesi öngörülen 2035 Vizyon Belgesi’nin çerçevesini belirlemeye dair istişarelerde bulunduk. Zirvenin hemen öncesinde tertiplenen iş, kadın ve gençlik forumlarının çıktılarını da üye ülkeler olarak değerlendirdik. Teşkilat bünyesinde turizm iş birliğinin arttırılması da gündemdeydi. Malumunuz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı 2025 Turizm Başkenti olarak seçilen Erzurum'da, çeşitli faaliyetlere devam ediyoruz. Bu kapsamda Kış Oyunları, Palandöken Ekonomi Forumu ve Gastronomi Fuarı gibi 50’ye yakın etkinliği yaptık, yapıyoruz. İnşallah turizm iş birliğine dair çalışmaları 2026 yılı turizm başkenti seçilen Şuşa'da beraberce sürdüreceğiz
Bölgesel gelişmeler bağlamında, İsrail'in saldırgan tutumu ışığında, İran ve Gazze'deki durumu değerlendirdik. İran Cumhurbaşkanı Sayın Mesud Pezeşkiyan’la da bu çerçevede istişare ettik. Türkiye olarak, fiili ateşkes durumunun kalıcı sükunete tahvil edilmesi için her türlü gayreti göstermeye hazır olduğumuzu, kendisine tekraren belirttim. İsrail'in haydutça saldırılarında hayatını kaybeden kardeşlerimiz için bir kez daha başsağlığı diledim. Gelişmeler hakkında kendisiyle temasta kalmaya devam edeceğim. Ayrıca, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev kardeşim ve Pakistan Başbakanı değerli dostum Şahbaz Şerif'le ayrıntılı görüştük. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Özbekistan, Kırgızistan ve Tacikistan liderleriyle de samimi sohbetlerimiz oldu. Elbette zirvenin Azerbaycan'ın azat ettiği Hankendi’de yapılıyor olması ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin gözlemci olarak zirvede Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar tarafından temsil edilmesi, bizim için ayrı bir anlam teşkil etti. Malumunuz en son Azerbaycan'ın Bağımsızlık Günü vesilesiyle Laçın'ı ziyaret etmiş ve havalimanının açılışını İlham Aliyev kardeşimle birlikte yapmıştık. Bu defa barış, istikrar ve kalkınma yolundaki duruşumuzu ve mesajlarımızı Hankendi’de verip, Azerbaycan'la dayanışmamızı yeniden sergiledik. Bu ziyaretimizin Ekonomik İşbirliği Teşkilatı'nın üye ülkeleriyle aramızdaki bağları güçlendirmesini ve kardeşliğimizi pekiştirmesini temenni ediyorum. Alınan kararların hayırlara vesile olmasını diliyor, sizleri muhabbetle selamlıyorum." ABD Başkanı Donald Trump, dünya genelinde tarifeleri artırma kararı aldı. Bu durum ülkelerin de karşılıklı olarak tarifelerinin yükseltilmesini ve bölgesel iş birliklerinin artışını beraberinde getirdi. Bu noktada Ekonomik İşbirliği Teşkilatı olarak, bu dönemde üye ülkeler arasında ekonomik iş birliğini artırmak adına, bu zirvede yeni kararlar alındı mı? Öncelikle Ekonomik İşbirliği Teşkilatı'nın kurucu üyelerinden biri olarak bu platformu yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda jeopolitik araç olarak da görüyoruz. Teşkilatımızın amaçlarından biri de üye ülkelerin kalkınmalarına katkıda bulunmaktır. Birlikte kalkınmak, birlikte kazanmak için iş birliği olmazsa olmazdır. Hele hele ticari maliyetlerin ve risklerin arttığı bir atmosferde, bu iş birliğini artırmak hayati hale geliyor. Hankendi’deki zirvede ekonomik büyümenin bölgesel iş birlikleriyle daha sağlam temellere oturacağını vurguladım. Biz hem Ekonomik İşbirliği Teşkilatı hem de dahil olduğumuz tüm platformlarda iş birliği fırsatlarının değerlendirilmesini ve yeni fırsatlar oluşturulmasını hep savunduk, savunuyoruz. Ekonomik İşbirliği Teşkilatı'nın son dönem hedefleri arasında yer alan, ticaretin serbestleştirilmesi, bunun yanında lojistik altyapı entegrasyonu, gümrüklerin sadeleştirilmesi gibi adımları zaten güçlü bir şekilde destekledik, destekliyoruz. Bütün bunlarla beraber Orta Asya ülkeleri, İran, Pakistan, Afganistan gibi üyelerle ticaret hacmimizi geliştirerek ve alternatif finans modelleriyle de bölgesel dayanıklılığı artırmayı hedefliyoruz. Dünyada dengeler artık çok hızlı değişiyor. Bu dinamik süreci ustalıkla yönetmek, değişime ayak uydurmak da önemli. Ticari faaliyetlerinizi ve iş birliklerinizi değişen şartlara uygun hale getiremezseniz kaybedecek olan da siz olursunuz. Biz, bizimle birlikte dostlarımızın da kazanması için çalışıyoruz. Yani bu alanda da “kazan kazan” tezini savunuyoruz, savunacağız
DEM Parti'nin, PKK'nın silah bırakmasıyla ilgili önümüzdeki haftayı işaret ettiğini biliyoruz. Siz de haftaya DEM Parti heyetini kabul edeceksiniz. Kabulde hangi hususlar ele alınacak? Tarih netleşti mi? Diğer taraftan “Terörsüz Türkiye” sürecinde hangi aşamadayız? Biz “Terörsüz Türkiye” hedefimize ulaşacağımıza inanıyoruz. Milletimizin birçok hayalini gerçeğe dönüştürdüğümüz gibi, kardeşliğimizi tahkim edecek, iç cephemizi güçlendirecek ve medeniyet yürüyüşümüzü hızlandıracak bu hayali de gerçekleştireceğiz. “Terörsüz Türkiye” adımları kontrollü biçimde ardı ardına atılıyor. Bizim tavrımız net, bunu en başından ifade ettik. “Silah bırakma koşulsuz olmalı ve örgüt yapısal olarak kendini feshetmelidir” dedik ve aşama aşama bu noktaya gelindi. Terör örgütünün silah bırakma kararını uygulamaya başlamasıyla süreç biraz daha hız kazanacaktır. Silahın, kanın, gözyaşının milletimizin gündeminden tamamen çıkmasıyla önümüzde yepyeni bir kapı ardına kadar açılacak. İlgili kurumlarımız her adımı, her hamleyi titizlikle takip ediyor ve gerekli adımları atıyor. Bu süreci kendi haline bırakmayız, provokasyonlara da müsaade etmeyiz. Titizlikle çalışıyor, emin adımlarla ilerliyoruz. DEM Parti heyetiyle de “Terörsüz Türkiye” hedefine ulaşmak için bugüne kadar atılan adımları ve bundan sonrasını ele alacağız. Kabulümüz önümüzdeki hafta içinde olacak. Bu konuda Özel Kalem Müdürüm Hasan Doğan Bey kendileriyle irtibat sağlayarak randevu tarihini verecek. O tarihte DEM Parti'den Pervin Buldan Hanım ve yanında da Mithat Sancar Bey birlikte gelecekler. Bu görüşmede benim de yanımda Genel Başkan Vekilimiz Efkan Ala Bey ve MİT Başkanımız İbrahim Kalın Bey olacak. Birlikte bu görüşmeyi yapacağız. Terör örgütü PKK’nın silah bırakması, Türkiye için hem güvenlik hem demokrasi hem de kalkınma alanlarında yeni bir dönemin başlangıcı olacaktır. “Terörsüz Türkiye” başlığı noktasında herhangi bir sıkıntı yok. Bunu zaten şu anda DEM Parti grubu da ifade ediyor. Birlikte inşallah bu “Terörsüz Türkiye” mücadelemizi yürüteceğiz. Ülkemizin tamamında, Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu’da “Terörsüz Türkiye”yi nasıl inşa edeceğimize yönelik çalışmaları birlikte yapacağız. Burada herhangi bir tereddüt söz konusu değil. Cumhur İttifakı olarak zaten biz bu konuda hemfikiriz. İnşallah Terörsüz Türkiye'yi de birlikte inşa edeceğiz. Bizler silah bırakma konusunun da takipçisiyiz. Gerek Dışişleri Bakanlığımız gerek Milli İstihbarat Teşkilatımız süreci takip ediyor.
"İSRAİL’İN EKSİKSİZ UYACAĞI BİR ATEŞKESİN GEREKİYOR" Gazze’de yaşanan insani trajediyi en başından beri hem siyasi hem de diplomatik düzeyde gündemimizin merkezine aldık. Savaşın ilk günlerinden bu yana İsrail’in Gazze’deki saldırılarını “soykırım” olarak nitelendirdik ve diplomatik kanallarla ateşkese öncülük eden ülkeler arasında yer aldık. Dışişleri Bakanlığımız ve Türk Kızılay’ı üzerinden insani yardım koridorlarının açılması, hastaların tahliyesi gibi alanlarda da aktif rol aldık. Katar ve Mısır üzerinden yürüyen arabuluculuk mekanizmasına doğrudan destek verdik. Sayın Trump’un girişimleriyle şimdi de 60 günlük geçici bir ateşkes planı gündeme geldi. Bu süreçte ABD’nin İsrail üzerindeki etkisi belirleyici olacak. ABD başta olmak üzere Batılı ülkelerin İsrail’i ateşkese zorlamak için baskılarını artırması bu noktada çok önemli. İran ile İsrail arasında sağlanan ateşkesin Gazze için de bir kapı araladığını düşünüyoruz. Hamas tarafı bu konuda iyi niyetini defalarca ortaya koydu. Ancak İsrail’in ateşkesleri ihlali nedeniyle bölgede kalıcı bir sükunet bir türlü sağlanamadı. Bu kez de aynısı olmasın diye çalışıyoruz. İsrail’in eksiksiz uyacağı bir ateşkesin inşa edilmesi gerekir. Bunu sağlamak için güçlü bir müzakere zemini oluşturmaya ihtiyaç var. Özellikle ateşkes için verilecek garantiler konusu önemli. İnsani yardımların kesintisiz ulaşımı konusu da hayati. Bu yardımların sevkiyatının teminat altına alınması gerekir. Diğer yandan Gazze’nin altyapısı İsrail tarafından yok edilmiş durumda. Altyapının yeniden inşası, Gazze’nin yeniden ayağa kaldırılması, yeniden yaşanabilir bir hale getirilmesi için neler yapılması gerektiğini ortaya koyuyoruz. Milyona yakın insan yerinden edildi, insanlar açlık sınırının altında yaşıyor. Ateşkes durumunda uluslararası toplumun yeniden inşa projelerine hızla yatırım yapması gerekiyor. Kalıcı ateşkes sağlanabilirse, bölgede kalıcı barışa uzanan bir yol açılabilir. Bunun için öncelikle eksiksiz uyulacak, güçlü ve kalıcı bir ateşkes şart. İki devletli çözüm ise bölgemizdeki bu kronik sorunun tek çözüm anahtarıdır.
F-35’LERİN PEYDERPEY TESLİMİ TRUMP'IN DÖNEMİNDE GERÇEKLEŞECEKTİR" ABD’nin Ankara Büyükelçisi Tom Barrack geçtiğimiz günlerde F-35’ler ile ilgili bir açıklama yaptı. Yıl sonuna kadar bir gelişme olabileceğini söyledi. Buna tepki Yunanistan’dan geldi. Endişeyle karşıladıklarını ifade ettiler. Türkiye, dış politikasında hem çözümcü ara bulucu hem barışçı tutumunun somut örneklerini gösteren bir ülke. Buna rağmen Yunanistan’ın bu tutumu gerçek bir endişeyi mi yansıtıyor? Yoksa acaba Yunanistan’ın İsrail’le son dönemde yoğunlaşan ilişkilerinin bunda bir tesiri olabilir mi?