Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, “Bölücü terörün mensuplarının adeta bir barış elçisi ilan edilmelerinin şaşkınlığını, burukluğunu ve kırgınlığını şu anda Yeniden Refah Partisi olarak yaşıyoruz. Bir barış kahramanı ve bir barış elçisi haline getirilmelerine olan şaşkınlığımızı ifade etmek istiyorum. Her şeye rağmen ihtiyatlı, temkinli bir iyimserlikle inşallah başka bir hesapları yoktur. İhanetin yeni bir sürümüne terörün farklı bir boyutuna geçilmiyordur diyerek, bir şerh düşerek terörsüz Türkiye hedefine destek olduğumuzu ve bundan sonra da destek olacağımızı ifade ediyoruz. Yeniden Refah Partisi olarak ülkemizde kan dökülmesine elbette karşı duracağız. Barışın gerçekleşmesini elbette ki isteyeceğiz. Terörsüz bir Türkiye'nin hayata geçirilmesini elbette ki destekleyeceğiz” dedi.
Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, İstanbul İl Başkanlığı’nda bir basın toplantısı düzenlendi. Burada konuşan Erbakan, “PKK terör örgütünün kendi kendini feshetmesini Yeniden Refah Partisi olarak yakından takip ediyoruz. Geçmişi kısaca hatırladığımız zaman görülen tablo yakıcı, yıkıcı, kan donduran cinayetlerle dolu vahim bir tablodur. 40 sene boyunca PKK terör örgütü ülkemizde eylemlerine devam etmiş on binlerce vatandaşımızın ölümüne, yuvaların yıkılmasına sebep olmuştur. Fesih kararı almış olsalar da canavarca hislerle işlenmiş cinayetler, yıkılmış yuvalar, kurulmuş pusular gözlerimizin önündedir. Hiç kuşku yok ki bölücü ihanetin mümessili olan PKK dış güçler tarafından kurulmuş, kurdurulmuş, tasarlanmış bir örgüttür. Türkiye'nin gelişmesinin ve kalkınmasının önlenmesi, bölünüp parçalanması, Türkiye'mizin uluslararası çıkarlarının savunulmasında tökezletilmesi ve geri bırakılması amaçlanarak kurulmuş bir terör örgütüdür” dedi.
Geçmişi kısaca hatırladığımızda görünen tablo; yakıcı, yıkıcı, kan donduran cinayetlerle dolu vahim bir tablodur" “Cumhuriyet tarihimizin en büyük ihanetine ve en kanlı olaylarına sebep olan PKK terör örgütünün kendini fesih kararı ile ilgili gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Geçmişi kısaca hatırladığımızda görünen tablo; yakıcı, yıkıcı, kan donduran cinayetlerle dolu vahim bir tablodur. PKK, fesih kararı almış olsa da canavarca hislerle işlenmiş cinayetler, kurulmuş pusular, yıkılmış yuvalar gözlerimizin önündedir. Hiç kuşku yok ki, bölücü ihanetin mümessili PKK, kökü dışarıda bir terör örgütü olarak kurulmuştur. Türkiye’yi parçalaması, Türkiye’ye diz çöktürmesi, Türkiye’yi kalkınma yolunda tökezletmesi, Türkiye’nin, uluslararası çıkarlarının takibinde yorgun ve dermansız bırakılması hedeflenmiştir. "On binlerce asker ve polisimiz ihanet tuzaklarıyla, mayınlarla, karakol baskınlarıyla şehit edilmiştir" 40 yılı aşan kanlı terör olaylarının yaşandığı yıllar boyunca, 40 binden fazla insanımız canice katledilmiş, on binlerce asker ve polisimiz ihanet tuzaklarıyla, mayınlarla, karakol baskınlarıyla şehit edilmiştir. İçinde izinden dönen askerler var diye yolu kesilip yakılan otobüsler gözümüzün önündedir. Şehit öğretmenler, mühendisler, doktorlar, savcılar, kaymakamlar; aziz hatıralarıyla hafızalarımızdaki canlılığını korumaktadır. Anne-babalar evlatsız, evlatlar babasız, eşler kocasız bırakılmış, yuvalar yıkılmış, aileler parçalanmıştır. "Terörsüz Türkiye hedefine destek verdiğimizi, vereceğimizi beyan ediyoruz" Yürekler yanmıştır. Yürekler parçalanmıştır. 40 yıllık ihanetin aziz milletimize bedeli milyarlarca dolar olmuş, ülkemizin her bir ferdi kişi başına 10 binlerce dolarlık kayıplara maruz kalmıştır. Bu şartlar altında, bölücü ihanetin mensuplarının adeta ‘barış elçisi’ ilan edilmelerinin burukluk, şaşkınlık ve kırgınlığını yaşıyoruz. Her şeye rağmen, ihtiyatlı bir iyimserlikle ‘inşallah başka bir hesapları yoktur, inşallah ihanetin yeni bir sürümüne, terörün farklı bir evresine geçilmiyordur’ diyerek terörsüz Türkiye hedefine destek verdiğimizi, vereceğimizi beyan ediyoruz. Bu vesile ile aziz şehitlerimizin anne-babalarının ellerinden öpüyor, şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi şükranla anıyoruz. Aziz şehitlerimizin emanet ve hatırlarına, hafızlarımızda, dünya durdukça yer olacağını bir kez daha hatırlatıyoruz. Ruhları şad, mekanları cennet olsun inşallah.”
10 soru yöneltti Sözlerinin devamında "Kaygı ve endişelerimizi bir kere daha sıralıyoruz. Burada ifade edeceğimiz soruların cevaplarının verilmesi gerektiğini hatırlatıyoruz" diyen Erbakan, şu soruları yöneltti: “Bu vesile ile de kaygı ve endişelerimizi bir kere daha sıralıyor, eğer barış olacaksa hilesiz ve takıyesiz olması gerektiğini hatırlatıyoruz: İlk sorumuz; fesih kararı alan PKK ile birlikte bağlı ve ilişkili tüm illegal örgüt ve yapılar da tasfiye edilecek midir? İkincisi; fesih kararı alan PKK’nın ağır silahlar da dahil olmak üzere tüm örgütsel donanımları Türkiye’ye ne zaman ve nerede teslim edilecektir? Üçüncüsü; fesih kararı alan PKK’nın, taahhütlerine uyup uymadığı, silah ve donanımlarını sahada paralel terör yapılarına aktarıp aktarmayacağı ne şekilde kontrol altına alınacaktır? Dördüncüsü; terör örgütü PKK fesih kararı alırken paralel terör örgütü PYD/YPG’nin tasfiyesi de sağlanacak mıdır? Beşincisi; PYD/YPG tasfiye edilmez de Suriye ordusunun bel kemiği haline getirilirse, terör örgütü tasfiye edilirken, diğer taraftan Türkiye’nin, bir terör ordusu ile sınır olmasının riskleri hesaplanmış, önlemleri alınmış mıdır? Altıncisi; terör örgütünün binlerce vatandaşımızın şehadetinden sorumlu lider kadrolarının yaptıkları yanlarına mı kalacaktır? Binlerce cinayetin suçlusu olan kadrolar nerede ve ne zaman yargılanacaktır? Yedincisi; mökü ve tasarımı dışarıda olan terör örgütleri ve terörist faaliyetlerinin, Suriye’de yeni ve daha ileri mevziler kazanmadan, Türkiye’ye yönelik eylemlerden çekilecek olmaları, inandırıcı ve ikna edici bulunmakta mıdır? Sekincizi; yoksa; şimdiki ilk hedef Suriye’de amaca ulaşmak sonrasında Irak, İran ve yeniden Türkiye’yi istikrarsızlaştırmak mıdır? Dokuzuncusu; Orta Doğu’da bu gibi planların; YPG’nin hamisi, eğiticisi ve donatıcısı ABD ve İsrail’in dahli olmaksızın gerçekleşmeyeceği ortada olduğuna göre ABD ve İsrail fesih senaryosunun neresindedir? Onuncusu; PKK’nın feshine ‘imkan sağlayan, göz dolduran, güven kazanan’ müebbet hükümlüsü terörist Abdullah Öcalan’a bu sürecin sonunda ödül olarak ne vardır? Umut hakkı tanımak mı, özgürlüğe kavuşturmak mı, siyaset yapmasına imkan sağlamak mı, İmralı’dan Ankara’ya taşımak mı? Daha onlarca soru sormak ve vatandaşlarımızın endişelerine tercüman olmak mümkün. Yeni anayasa bu işin neresindedir? Kapalı kapılar ardında kimlerle neler görüşülmektedir? Anayasaya eklenecek maddeler nelerdir? Anayasadan çıkarılacak maddeler hangileridir? Üniter yapımız korunacak mıdır? Yoksa Türkiye bir gece ansızın federasyonlaşacak mıdır? Daha birçok kaygımızın yanında bir kez daha altını çiziyorum: Haftada bir Rahip Brunson’ı hatırlatan, her vesile ile PYD/YPG’ye sahip çıkan Amerika Birleşik Devletleri, bizim için dost değil açık bir tehdittir. Yeniden Refah Partisi olarak ülkemizde kan dökülmesine elbette karşı duracağız. Hakiki ve samimi barış arayışlarına tabii ki katkı sağlayacağız. Ama, ABD ve İsrail’in, her gün yeni bir sürümüyle karşılaştığımız şeytani planlarına karşı da uyanık olacağız ve dik duracağız.”