9422,86%-0,28
39,74% 0,36
46,13% 0,27
4248,37% 0,44
6814,54% 0,31
Diş hekimliğinde radyografinin önemli olduğunu belirten uzmanlar, sadece çürük tespiti değil, erken teşhis ve etkili tedavi planlaması için vazgeçilmez bir araç olduğunu söylüyor. Radyografik görüntüleme sayesinde diş, çevre doku ve kemik yapılarının detaylı şekilde incelenebildiğini dile getiren Ağız, Diş ve Çene Radyolojisi Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Baki Meşe, “Gömülü dişler, kistler, tümörler ve çene eklemi sorunları gibi gözle tespit edilemeyen pek çok durum, radyografiyle kolayca belirlenebilir.” dedi. Dijital radyografi sistemlerinin, düşük doz radyasyonla hızlı, güvenli ve çevre dostu görüntüleme imkânı sunduğunu vurgulayan Meşe, ayrıca görüntülerin dijital ortamda saklanabildiğini, paylaşılabildiğini ve detaylandırılarak tanı doğruluğunun artırılabildiğini açıkladı. Üsküdar Üniversitesi Diş Hastanesi Ağız, Diş ve Çene Radyolojisi Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Baki Meşe, diş hekimliğinde radyografinin tanı, tedavi ve erken teşhis süreçlerindeki önemi, kullanım alanları ve sağladığı avantajlardan bahsetti. Radyografik görüntüleme, gözle görülmeyen sorunların saptanmasını sağlıyor Radyolojinin, diş sağlığının korunması ve hastalıkların erken teşhis edilmesinde kritik bir role sahip olduğunu dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Baki Meşe, “Diş hekimliğinde radyografik görüntüleme, diş yapılarının, çevre dokuların ve kemik yapısının incelenmesi amacıyla sıklıkla kullanılır. Radyografik görüntüleme, gözle görülmesi zor olan sorunların saptanmasında diş hekimlerine yardımcı olur, böylece etkili bir tedavi planı oluşturulabilir.” dedi. Ağız ve diş radyografilerinin, çürüklerin saptanması, periodontal (diş eti ve kemik) hastalıklarının değerlendirilmesi, enfeksiyonların ve kistlerin incelenmesi gibi durumlarda kullanıldığını aktaran Meşe, “Bunun yanı sıra dişlerin kök ve kemik yapısı hakkında ayrıntılı bilgi verir, çene kemiğindeki anomalileri ortaya çıkarır ve çene eklem sorunlarının teşhisinde önemli bir rol oynar.” şeklinde konuştu. Diş radyografisi, erken teşhis için kritik öneme sahip! Diş radyografisinin gerekli olduğu durumlara değinen Dr. Öğr. Üyesi Baki Meşe, “Diş çürüklerinin varlığını saptama, kök kanalı tedavisi gereksinimini değerlendirme, diş eti hastalıklarını (periodontal hastalıklar) teşhis etme, gömülü dişleri görüntüleme ve konumlarını belirleme, travma sonrası dişlerde meydana gelen hasarı inceleme, diş kökleri ve çevresindeki enfeksiyonları değerlendirme gibi durumlarda radyolojiye başvurulabiliyor.” dedi. Özellikle çürüklerin, kistlerin ve tümörlerin erken teşhisinde diş radyografisinin kritik öneme sahip olduğunu da ekleyen Meşe, bu durumların genellikle gözle muayeneyle kolayca tespit edilemediğini, ancak radyografi sayesinde ayrıntılı bir analiz yapılabildiğini aktardı. Diş hekimliğinde her radyografi türü, farklı bir teşhis amacına hizmet ediyor! Diş hekimliğinde farklı radyografi türleri bulunduğunu ve her birinin spesifik bir amaca hizmet ettiğini ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Baki Meşe, şunları söyledi: “Periapikal radyografi, dişin kök ucunu ve çevresindeki kemiği incelemek için kullanılır. Genellikle kök kanal tedavisi öncesi tercih edilir. Bitewing radyografi, çürüklerin, özellikle de arka dişler arasında kalan çürüklerin belirlenmesinde kullanılır. Panoramik radyografi, tüm çene yapısını ve dişleri tek bir görüntüde gösterir. Gömülü dişler, kemik anomalileri ve çene eklemi sorunlarının incelenmesinde kullanılır. Sefalometrik radyografi, genellikle ortodontik tedavilerde, çene ve dişlerin konumlarını incelemek için kullanılır. 3D Konik Işınlı Bilgisayarlı Tomografi (CBCT), özellikle implant planlaması, çene kemik yapısının analizi ve komplike vakaların değerlendirilmesi için üç boyutlu görüntüler sağlar.” Hızlı ve çevre dostu görüntüleme sağlıyor! Dijital radyografinin, geleneksel film radyografilerine göre birçok avantaj sunduğuna vurgu yapan Dr. Öğr. Üyesi Baki Meşe, “Dijital radyografi ile hastalar, geleneksel filmlere göre daha düşük dozda radyasyona maruz kalır. Dijital sistemler sayesinde görüntüler anında elde edilir, böylece tedavi süreci hızlanır.” dedi. Ayrıca dijital görüntülerin bilgisayar ortamında saklanabildiğini ve farklı diş hekimleriyle kolayca paylaşılabildiğini de dile getiren Meşe, “Dijital radyografiler üzerinde yakınlaştırma ve görüntü iyileştirme işlemleri yapılabilir, bu da tanı doğruluğunu artırır. Film geliştirme sürecinde kullanılan kimyasallar dijital sistemlerde olmadığı için çevreye daha az zarar verir.” açıklamasını yaptı. Dijital radyografi cihazları düşük dozda radyasyon kullanıyor! Diş radyografisi ile ilgili bazı yanlış bilinenler olduğuna dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Baki Meşe, “En yaygın yanılgılardan biri, radyasyon dozlarının çok yüksek olduğu ve sık çekimlerin zararlı olduğu düşüncesidir. Ancak modern dijital radyografi cihazları, düşük doz radyasyon kullanarak güvenli bir görüntüleme sağlar. Ayrıca diş hekimleri, yalnızca gerekli durumlarda radyografi çekerek hastanın radyasyona maruz kalma riskini minimumda tutar.” dedi. Bir diğer yanlış kanının, diş röntgenlerinin yalnızca çürükleri tespit etmek için kullanıldığı olduğunu da kaydeden Meşe, sözlerini şöyle tamamladı: “Oysa radyografi, periodontal hastalıkların, kistlerin, gömülü dişlerin ve çene eklemi sorunlarının teşhisinde de çok önemli bir role sahiptir. Diş sağlığı alanında radyografi, sadece teşhis değil, tedavi sürecinin her aşamasında güvenilir bir rehber olarak kabul edilir.”