A.Mumcu Camisi imamı Hüseyin Çelebi hoca, her gün ikindi namazından sonra farklı surelerden ayetler okuyarak meallerini verir ve harika anlatımıyla cemaati bilgilendirir. Bu kısa sohbette ilahi mesajların bize neler ifade ettiğini zevkle dinler ve öğreniriz. Bu aydınlatmaları dinlerken, İslam coğrafyasının bu mesajlardan ne kadar haberdar olduğunu ve yaşantılarına ne kadar yansıttıklarını da düşünmeden edemeyiz. Genel bir değerlendirme yaptığımızda, İslâm Dünyası’nda Kur’an kaynaklı dinin rafa kaldırıldığını bunun yerine hurafelerin, bidatların ve rivayetlerin hipnoz ettiği bir din anlayışının yaygınlaştığını görmekteyiz. Sakal,cübbe,sarık,asa,misvak başörtüsü gibi kıyafetlerle gösterişçi bir dindarlığın ön plana çıkarıldığına, tarikat ve cemaat bağlılığı ile bu dindarlığın perçinleştirildiğine şahit olmaktayız. Rüyalar ve efsaneleştirilmiş şahsiyetler üzerinden din anlatanların soytarılıkları ne yazık ki iletişim ağları vasıtasıyla kitlelere ulaşmakta ve cahil kafaları uyuşturmaktadır. “Aklını işletmeyen topluluklar üzerine pislik yağdırırız” diyen bir dinin mensuplarının anlattığı akılla mantıkla örtüşmeyen söylemler, insanı dehşete düşürmekte ve bu yozlaşmanın önüne nasıl geçilebilir sorusunu akla getirmektedir. Bu uydurma anlatımların içerisinde öyleleri var ki bu kadarı da olmaz dedirtmektedir. “Günümüzün putperestliği bilimdir” diyen zihniyetin açtığı bu kapıdan, din adına öyle asılsız şeyler anlatılıyor ki insanın hafızası almıyor. İmamı Şafi’nin 15 yıl tuvalete çıkmadığını, yine İmam Şafi’nin, İmamı Azam’a hürmeten annesinin karnında 4 yıl beklediğini, Hz.Ömer’in Nil Nehrine “beni oraya getirme” diyerek mektup yazdığını, Cennetteki köşkün 70 000 odası ve her oda da 70 000 çadırın bulunduğunu ve bu çadırların her birisinde huri olduğunu, gözü görmeyenlerin İsmi Azam duasını okuyarak gözlerine sürdüklerinde gözlerinin göreceğini, efendimizin 15 Temmuz’da, İstanbul’da olaya müdahale ettiğini, sakallı cübbeli bir zatın Allah ile konuştuğunu söyleyip Manisa’da olacak depremi doğuya kaydırdığını, Hz. Musa’nın, canını almaya gelen insan suretine girmiş Azrail’e okkalı bir tokat attığını, peygamberlerin kabirlerinde namaz kıldıklarını, her sene hacca gittiklerini hatta eşleriyle cima yaptıklarını, sırat köprüsünün 15 000 yıllık bir uzunlukta olduğunu, bunu 5000 yılının tırmanış,5000 yılının düz,5000 yılının da iniş olduğunu ,Hz. Ali’nin 1400 yıl önce gelecekte, Kur’an’ın tefsirinin yapılacağını, bununda Risale-i Nur olacağını söylemesi, deprem duasıyla depremden koruma sağlanacağı, OSYM imtihanına girecekler için üç aşamalı bir dua ile sınavın kazanılacağı, sofradaki ekmek kırıntılarının her bir parçasının huri olduğunu, Osmanlı döneminde Hz. Muhammed’in varlığı sayesinde hastanenin olmadığını , efendimizin vefatından 500 sene sonra mezarından kolunu çıkarttığını ve Ahmet El Rufai’nin elini öptüğünü, Kur’an meali okumanın haram olduğu şeklinde söylemler bu soytarılık çorbasınınım malzemeleri şeklinde Müslümanlara servis ediliyor. Rahmetli Mehmet Akif Ersoy yıllar önce “ Sonunda bir de tevekkül sokuşturup araya Zavallı dini çevirdin onunla maskaraya!” dizeleri ile bu durumu net bir şekilde anlatmıştı. Din adına servis edilen bu söylemler içerisinde “emir olunduğunuz gibi dosdoğru olun, kul hakkı yemeyin, beytülmal’e el uzatmayın, yalan söylemeyin, adil davranın, güzel ahlak sahibi olun, emeğe saygı gösterin, hayırlı işlerle uğraşın, gıybet ve iftira etmeyin, çevreye saygılı davranın, canlılara kıymayın, merhameti ve vicdanı elden bırakmayın, cahillikten uzak durun,hak ve haklının yanında olun, iyilikte yarışın, çalışın, üretin, gibi dinin omurgasını oluşturan bu konular nedense hiç yoktur. Konuyla ilgili bu hafta Cuma hutbesinde okunan ” … Sahih dini bilgi; inancımızın yaşanmasında, korunmasında ve geleceğe aktarılmasında en güvenilir sığınak ve en sağlam kalkandır. Sahih dini bilginin hâkim olduğu toplumda; bidat ve hurafeler vücut bulamaz, istismara ve istismarcılara kapı aralanamaz, fitne ve fesat ateşi tutuşturulamaz. Din, vatan ve millet aidiyeti yok sayılamaz. Allah ve Resulünün önüne hiçbir kişi ya da ideoloji geçirilemez.” mesajı hislerimize tercüman olmuş ve yaşanılan bu olumsuzlukları Müslümanlara duyurmuştur. Erdal Güzel /Erzurum 11-07-2025