9486,56%0,12
39,23% -0,12
44,80% -0,35
4241,53% 0,13
6833,74% 0,00
Çocuk Hareketi, Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’da yapılması öngörülen değişikliklere ilişkin itirazların ardından, çocuk tutukluluğunu yaygınlaştırma riski taşıyan 16. ve 17. maddelerin geri çekilmesini olumlu bir gelişme olarak değerlendirdi. Ancak kabul edilen 18. madde, çocukla ilgili adalet sistemi ve çocuğun üstün yararının korunması ilkesi ile çeliştiği gerekçesiyle kaygıları artırmaya devam ediyor. Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun Teklifi'nde çocuk tutukluluğunu yaygınlaştırma riski taşıyan 16. ve 17. maddelerin tekliften çıkarıldı, ancak Türkiye’de cezaevlerinin kapasitesini aşan bir dolulukla karşı karşıya olduğu bir dönemde, Meclise sunulan yeni kanun teklifi; yalnızca çocuk hakları açısından değil, sosyal adalet ilkeleri açısından da ciddi endişelere neden oldu. Çocuk Hareketi adına açıklamada bulunan Elif Esen, “Bu iki maddenin geri çekilmesi, çocuk adalet sisteminde daha derin bir geriye gidişin önlenmesi açısından önemli bir adım, ancak, kabul edilen 18. maddeye ilişkin endişelerimiz derinleşerek sürmektedir. Yeni düzenlemeyle, denetimli serbestliğe ayrılmadan önce hükümlülerin cezalarının en az 5 gün olmak üzere 1/10’unu cezaevinde geçirmeleri zorunlu hale getirilmektedir” dedi. Her ne kadar bu madde çocuklara doğrudan hitap etmiyor gibi görünse de, çocuklar ayrı bir infaz sistemine sahip olmadıkları için fiilen bu düzenlemeden etkilenebilirler. Esen bu konuda şunları kaydetti: “Çocuk adaletinin temel ilkesi, çocuğun yüksek yararını esas almak ve özgürlüğü kısıtlayıcı önlemlere yalnızca son çare olarak başvurmaktır. Bir çocukla bir yetişkin bir olur mu? Çocukluk dönemleri yaşlarına ve gelişimsel ihtiyaçlarına göre değerlendirilmelidir. Ancak 18. madde, hüküm giymiş bir çocuğun farklı bir şehirdeki kapalı kuruma naklini zorunlu kılabilir. Bu, yalnızca 5 günle sınırlı kalmayacak, eğitimden kopmaya, damgalanmaya ve travmatik bir kapatılma deneyimine neden olacaktır. Bu durum Anayasa’nın 41. Ve 90. Maddelerine de aykırıdır.” Türkiye’de şu anda yalnızca 4 ilde çocuklara yönelik ceza infaz kurumu bulunduğunu ve kız çocukları içinse yalnızca tek bir kurum hizmet verdiğini hatırlatan Esen “ Şu an var olan potansiyel, yasanın uygulamada yaratacağı fiziksel, duygusal ve sosyal sonuçların göz ardı edildiğini göstermektedir” dedi.