11007,37%0,81
42,52% 0,07
49,55% -0,06
5743,85% -0,15
9322,75% 0,27
BTP’nin 9. Olağan Kongresi şölen havasında geçti Hüseyin Baş: Bağımsız Türkiye salonlara sığmıyor “İstikbal biziz, biz geleceğiz” “Türkiye’nin terörsüz olması için demokrasisiz olması gerekiyormuş” “Vatandaşlık maaşını ilk 2004 yılında Prof. Dr. Haydar Baş anlattı” “Bu ülke o kadar zengin ki, tüm meseleleri çözmek 1 yılımızı almaz” Bağımsız Türkiye Partisi Ankara’da coşkulu bir kongreye imza attı. BTP’nin 9. Olağan Kongresi “İstikbal biziz, biz geleceğiz” sloganı ile Keçiören’deki Taha Akgül Spor Salonu’nda organize edildi. Sabah 10.00’dan itibaren salonda binlerce kişi yerini aldı. Salona sığmayan binlerce partili dışarıda BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş’ı karşıladı. İlk konuşmasını onlara hitaben yapan BTP lideri “Dışarıda kaldınız, soğukta kaldınız. Çok büyük salonlar istediğimiz halde bize tahsis etmediler. Defalarca başvurduk, bize “yok” dediler, bu tablo sizin eseriniz, izleyin görün. Bağımsız Türkiye salonlara sığmıyor” dedi. Halk oyunlarının sergilendiği, tarihi marşların okunduğu salonda sinevizyon gösterimi de yapıldı. 1340 delegenin oy kullandığı kongreye tek aday olarak katılan Hüseyin Baş’ın konuşmasında öne çıkan bölümler şöyle: “İstikbal biziz, biz geleceğiz” “Ey yükselen yeni nesil, istikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak olan sizlersiniz.” Atamızın bu emrine, Atamızın bu çağrısına biz de kulak verdik ve dedik ki: İstikbal biziz, biz geleceğiz.” “Milleti bir kase çorbaya muhtaç edenler Sayın Yavaş’a çorba soruşturması açıyor” Türkiye son bir buçuk yıldır gerçekten enteresan bir sürecin içerisinden geçiyor. Arkadaşlarımız az önce şu anda tutuklu bulunan Sayın Ekrem İmamoğlu’nun mesajını okudular. Bugün Ankara’dayız. Sayın Yavaş belki bugün aramızda olacaktı, kendisine davette bulunduk. Ama malum, O’nun da üzerinden bir “çorba soruşturması” geçiyor. Dedim ki: Milleti bir kase çorbaya muhtaç edenler tutup belediye başkanına “niye millete çorba dağıtıyorsun” diye hesap soruyorlar, işe bak. “Demokrasi yüzde 51’in yüzde 49’a tahakküm ettiği sistem değildir” Türkiye’de gazeteci içeride, siyasetçi içeride, iş insanları içeride. Türkiye’de itiraz eden, konuşan veya Türkiye’ye bir şeyler söylemek isteyen herkes içeride. Ondan sonra ne diyorlar: “Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir hukuk devletidir.” Yahu Türkiye bir hukuk devleti olsa, yılda 50 kere bunu söylemek zorunda kalmazsınız herhalde. Biz onu anlardık, yaşardık. Kusura bakmayın ama demokrasi yüzde 51’in yüzde 49’a tahakküm ettiği sistem değildir. Demokrasi muhalefet edenin hakkının yok sayıldığı sistem değildir. Demokrasi, devletin bekası diye diye, milletin zekası ile dalga geçme değildir. “Biz yüzde 51 oy aldık, bizim her dediğimiz doğru, sizin de söylediklerinizin hiçbir önemi yok.” Ya şimdi siz bu kalabalığı nasıl görmezden geleceksiniz? Sizin bizim sesimizi duymanız için daha ne yapmamız lazım? Şikayetimiz var, hukuktan şikayetimiz var, adaletten şikayetimiz var, eğitimden şikayetimiz var, ekonomiden şikayetimiz var, bizim geleceğimizden endişemiz var. Bunu duymanız için ne yapmamız lazım? “Türkiye’nin terörsüz olması için demokrasisiz olması gerekiyormuş” Tuttular Türkiye terörsüz olacak, terörsüz Türkiye. Yani bütün bunlardan anlaşılan şu: Türkiye’nin terörsüz olması için demokrasisiz olması gerekiyormuş, benim anladığım bu. Türkiye’nin terörsüz olması için hukuksuz olması gerekiyormuş. İş buna döndü. “En muhafazakar iktidar Heybeliada Ruhban Okulu’nu açıyor” Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin çok tartışmalara konu oluyor. Dedi ki: “Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılmasını gönülden arzu ederim.” Yani Türkiye’nin en muhafazakar iktidarının kendi söylemlerince en muhafazakar bakanı döndü dolaştı, Heybeliada Ruhban Okulu’nu açıyor. Yani bunlar epey zaman dindar nesil yetiştireceğiz dediler, o dindarların Hırıstiyanlık dindarı olduğu hiç aklıma gelmezdi. “Bu ülke o kadar zengin ki, tüm meseleleri çözmek 1 yılımızı almaz” Özel bir firma altın madeni bulmuş. Mübarek, memleketin her yerinden altın fışkırıyor, vatandaş meteliğe kurşun sıkıyor. Dolayısıyla ülkemizin ekonomide de çözümü var. Bakın ben dışarıdan bu ülkeyi tanımayan biri olarak baksam derim ki, burayla çalışılmaz, çünkü burası yokuş aşağı gidiyor. Ama vallahi billahi bu ülke o kadar güçlü bir ülke ki, bu ülke o kadar zengin bir ülke ki, bu ülkenin bütün meselelerini çözmemiz şu kadronun bir yılını almaz. Vallahi çözeriz, billahi çözeriz. O yüzden Türkiye’nin ihtiyacı olan şey Milli Ekonomi Modeli’dir. Biz BTP olarak Milli Ekonomi Modeli’ni hayata geçireceğiz. “Vatandaşlık maaşını ilk 2004 yılında Prof. Dr. Haydar Baş anlattı” Milli Ekonomi Modeli konuşulmaya başlandı. Ne deniliyor: “Vatandaşlık maaşı.” Bütün dünyada söyleniyor. Bunu benim babam ilk söylediğinde güya dikkate almadılar. İlk defa 2004 yılında çıktı, “bütün vatandaşlarıma vatandaşlık maaşı vereceğim” dedi. “Öyle şey mi olur” dediler. Şimdi bütün dünya neyi konuşuyor, “basic income, evrensel temel gelir.” “Atatürk’ün yolunda güçlü bir ülke inşa etmek için yola çıkıyoruz” Ülkemizin güçlü olmasını istiyoruz. Güçlü Türkiye diyorsanız, o güçlü Türkiye, Türk Milleti’nin güçlü olmasından geçer. Millet fakru zaruret içerisindeyken devlet güçlü olamaz. İstediğiniz kadar anlatın. Pasaportun sağda solda geçmiyorsa, cebinde paran yoksa, sözün dinlenmiyorsa sen güçlü devlet olamazsın. Bağımsız Türkiye Partisi, Türkiye’yi Atatürk’ün yolunda tekrar güçlü inşa etmek için, güçlü bir Türkiye inşa etmek için bugün Ankara’dan yola çıkmıştır. Hayırlı uğurlu olsun.