9688,51%3,17
38,76% 0,01
43,17% -1,08
4041,98% -2,44
6544,66% -2,59
DEVA Partisi İstanbul Milletvekili Elif Esen, dijital kamu hizmetleri alanında yaşanan ciddi bir güvenlik açığını gündeme taşıyarak, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nda önemli bir değişiklik öngören kanun teklifini Türkiye Büyük Millet Meclisine sundu. Teklif, e-Devlet sistemi üzerinden yapılan adres değişikliklerinde yaşanan suistimallerin önüne geçmeyi, özellikle boşanma, velayet ve aile içi şiddet gibi hassas hukuki süreçlerde mağduriyet yaşayan bireyleri korumayı amaçlıyor. Önerilen düzenleme ile, birlikte yaşayan aile bireyleri adına yapılacak adres değişikliklerinde açık rıza alınması ve sistem üzerinden yapılacak işlemlerde SMS veya sistem içi onay yoluyla karşı tarafın bilgilendirilmesi zorunlu hale getiriliyor. Teklifin gerekçesinde yer verilen somut bir olay, mevzuat boşluğunun doğrudan kadınların yaşam hakkına nasıl tehdit oluşturabildiğini çarpıcı biçimde ortaya koyuyor: “Boşanma sürecindeki bir kadın, mahkeme kararıyla kendisine tahsis edilen konuttan eşi tarafından e-Devlet aracılığıyla yapılan adres değişikliğiyle fiilen çıkarılmış; çocukların velayet süreci ise bu yanıltıcı adres değişikliği nedeniyle aleyhine işlemiştir.” Milletvekili Esen, konuyla ilgili yaptığı açıklamada şu sözlere yer verdi: “Dijital sistemler vatandaşın hayatını kolaylaştırmak için var. Ancak yeterli güvenlik mekanizmaları kurulmazsa, bu sistemler bireylerin hayatını altüst edebilir. Bu teklif, özellikle kadınların ve çocukların dijital ortamda görünmez kılınmasına karşı bir hak ve güvenlik duvarı oluşturuyor.” Teklifte, E-Nabız sisteminde çocukların sağlık kayıtlarına erişim için ebeveyn onayı gerekliliği örnek gösterilerek, benzer bir açık rıza mekanizmasının e-Devlet adres değişikliği işlemlerine de entegre edilmesi gerektiği vurgulanıyor. Söz konusu kanun değişikliği, dijital çağda kişisel veri güvenliği, aile bütünlüğü ve adil yargılama süreçlerine saygı ilkelerini birlikte düşünerek kurgulanmış kapsamlı bir adım olarak değerlendiriliyor. Böylece hem dijital sistemlerin güvenliği artırılacak hem de bireylerin temel hakları teknolojik gelişmeler karşısında korunur hale gelecek.