Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu, Sözcü TV canlı yayınında Serap Belovacıklı'nın sunduğu Haber Saati Programına konuk oldu. Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Ağıralioğlu, konuşmasında özetle şunları söyledi: TERÖRSÜZ TÜRKİYE SÜRECİ Kaygılarımız var, diye söylediğimiz her şey ne kadar haklı olduğumuzu gösteriyor. Operasyon sinyali diye söylenen şey 6 ay önce de vardı. Üniter devlet burada sadece Türkiye'dir. Kırmızı çizgilerimizi demeye devam etmeliyiz. Komisyon terörist başı ile eşitlenmemelidir. Öcalan Kürtlerin temsilcisi haline getirilmemelidir. PYD bizim müttefikimizdir diye açıklama yaptılar. PYD, Devlet Bey'in de söylediği bir terör örgütüdür. Biz diyoruz ki PYD terör örgütüdür; Amerika da diyor ki PYD bizim müttefikimizdir. PKK terör örgütüdür. Öcalan, Kürtlerin temsilci değildir. Siyasetin buradan çok yara alacağına inanıyorum. PKK'lılar bizim çocuklarımızı silahla vurmaktan vazgeçmiş uyuşturucu ile vuruyorlar. Yapmamamız gereken tek şey terör örgütü ile masada olmamak. Artık bu parti münakaşası olmaktan çıktı. ANAYASA TARTIŞMALARI Siyaset bir şey konuşmamızı istiyor. Gündemde kayyım meseleleri var. Öcalan'dan bir kurucu önder çıkardı siyaset, ödediğimiz bedele rağmen. Devlet Bey bildiği halde Öcalan'a kurucu önder dedi. Bebek katilinden kurucu önder çıkardınız, şimdi terörist başından kayyım çıkarmaya çalışıyorsunuz. Ahmet Türk cezaevindeydi, kayyım atandı. Evine çıksın dendi sonra Ahmet Bey 3 seçim kazandı. Ahmet Türk bu sürecin şimdi temsilcisi. Evinde ölsün diye merhamet ettiğiniz adam müzakereci oluyor, sonra siz CHP'ye kayyım atıyorsunuz. Kanuna kurala uyun diye millete bağırıyorsunuz. Bunların hesabını nasıl vereceksiniz siz? ANAYASAYA KANDİLİN Mİ İHTİYACI VAR? Siyasetin bir freni vardır, freni anayasadır. Anayasayı tanımıyoruz, bizim gibi düşünmedikleri zaman insanlara iftira atıyoruz… Anayasaya bizim mi ihtiyacımız var? Kandilin mi ihtiyacı var? Kürt sorunu diyorsunuz, Lozan diyorsunuz. Bunların hepsini Kürt sorunu altında konuşmaya heves
ediyorsunuz. Türkiye meşru aktörlerle süreci konuşabilmelidir. Bize lazım olan anayasanın sınırını Öcalan'a çizdirtmeyiz. Öcalan'ın vaaz ettiği bir yerde anayasa konuşmayı; devlet-millet varlığımıza, cumhuriyete, kuran iradeye, Türk milletine hakaret sayarız. Dolayısıyla anayasa lazım; lazımı anayasa ile meşru muhataplık düzeyinde herkesle konuşabilirsiniz. İmralı ile konuşamazsınız! Kandil ile konuşamazsınız!.. BİR CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI DA TÜRK OLSUN Bir Cumhurbaşkanı Yardımcısı Kürt olsun, bir Cumhurbaşkanı Yardımcısı alevi olsun lafının neresini düzelteceğimi şaşırdığım için yorum bile yapamaz hale geldim. İroni yapıyorum ama bir Cumhurbaşkanı Yardımcısı da Türk olsun! Onlar da kötü millet değildir. Devletin kuruluşunda epey emek ettiler; acaba onlara da bir cumhurbaşkanlığı yardımcılığı verebilir misiniz diyeceğim utanmasam! Cumhurbaşkanı Kürt olur; kimsenin aklına bir menfilik düşmez! Alevi de olur; ne demek yardımcısı olsun! Bu söylenenler memleketin milli bünyesine kötülük olur. KURUCU ÖNDER BİR TANEDİR, O DA MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'TÜR Bize ciddi bir siyasi irade lazım. Gündem diye bize dayattıkları şey siyasetin gündemidir, bizim değil. Bu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi değişmediği sürece anayasa da, milli bünyemiz de buna kurban gidecektir. O yüzden ne anaysa ne kayyım meselesini doğru konuşabiliyoruz. Yüzde yüz terörsüz Türkiye'ye evet, Öcalan'la anayasa konuşmaya hayır. Bize sorunlarımızı doğru konuşma alanı açılması gerek. Ben milletin sinesinde yeşersin diye kırmızı çizgilerimizi söylemekten hiç vazgeçmiyoruz. Biz bu işleri vatan derdine konuşuyoruz. İnşallah bu kaygılarımız boşa düşer. Biz bu terör örgütünü yeni görmedik. 84'te ne diyorlarsa aynısını diyorlar. Siyasetçilerin söylemleri değişiyor. Mesele CHP olmaktan çıktı. Atatürk'ün partisine kayyım atıyorsunuz. Kurucu önder bir tanedir, o da Mustafa Kemal Atatürk'tür. MEMLEKET BÖYLE PANAYIRA DÖNER 2017 referandumuna itiraz ediyorlar. Hukuk böyle bir karar verse. Bu arada 5-6 yıllık alınan kararlar ne olacak. Memleket böyle panayıra döner. Biz hukukla yürümeyi, hukuka riayet etmeyi, eğer hukuk adaleti sağlamıyorsa onun yerine yeni kanunlar yapabilmeyi usul olarak benimseyebilmeliyiz.