Manşet Haber Girişi : 16 Haziran 2020 18:19

STK’lar Demokrasinin SPA merkezi olmamalı

STK’lar Demokrasinin SPA merkezi olmamalı

Genel olarak halkın kendi kendini, kendi beklentileri doğrultusunda yönetmesi olarak bilinen demokrasinin uygulanabilmesinin önemli sacayakları vardır. Siyasi partiler, güçler ayrılığı, mahkemelerin tarafsızlığı, seçme ve seçilme hakkı gibi unsurların yanında demokrasinin vazgeçilmez bir ögesi de sivil toplum kuruluşlarıdır (STK).

Sivil toplum kuruluşları, herhangi bir kamu kuruluşuna, kuruma ve idareye bağlı olmadan çalışan, iktidar veya muhalefet herhangi bir siyasi partinin kontrolünde olmaksızın demokrasinin geliştirilmesi, insan onur ve refahının iyileştirilmesi genel amaçları yanında kuruluş özel amacı doğrultusunda hizmet vermek üzere kurulan örgütsel yapılardır.

Sivil toplum örgütleri olarak da bilinen bu yapılar, bir arada olma ve ortak amaca hizmet etme amacıyla toplanmış kişileri ifade eden örgüt tanımında da kendini bulmaktadır.

Sivil toplum kuruluşları demokrasinin vazgeçilmez enstrümanlarıdır ve güçlü demokrasinin temel göstergeleri arasında bağımsız STK’lar önemli yer tutmaktadır.

STK’lar bağımsız, doğrudan bireysel beklentisiz yapılar olarak idareye yol göstermek, fikir üretmek ve yapılan yanlışları düzeltme maksatlı düzeyli yönlendirmelerle beyan etmek suretiyle çok önemli işlevleri yerine getirmektedir.

Demokrasi de olsa tüm kesimler gibi STK’ların da belli baskı grupları tarafından sindirilme çabaları yaşanabilecektir. Bunun yanında sessizleştirme, etkisiz kılma, itibarsızlaştırma gibi türlü operasyonlara maruz kalma durumu da sözkonusu olabilecektir. Bunu önceden görebilmesi gereken STK yönetimleri, küçük rüzgârlarla esnemeyecek hüviyette yapılar tesis etmelidirler.

İşin bir diğer yönü de STK’lara yapılan ılımlı müdahaleler veya hatta belli yapıların sözcüsü olarak açıktan veya gizli ilişki çerçevesinde kurulan STK’lardır. Bu durum STK’nın ruhuna, tanımına, genel maksadına aykırıdır. Böyle bir durum demokrasinin eksik işleyişinin en önemli delillerinden biri olarak ifade edilebilir.

STK’ların idarenin veya belli yapıların uzantısı olarak faaliyet göstermesi çeşitli şekillerde zuhur edebilmektedir. İdareye bağlı çalışan göstermelik, sivil toplum inisiyatifini tam olarak yansıtma hüviyetinde olmayan STK’lar, bağı oldukları yapıya yol gösterme, halkın refahı ve toplumun demokrasi düzeyini iyileştirmeye yönelik çalışma ve fikir üretme yerine, idare tarafından gerçekleştirilen faaliyetlere halkı ikna etme, razı etme, kabullendirme, sindirme, her şeye rağmen kendini iyi hissettirme çalışmaları yürütebilmektedir. Bir yönüyle SPA Merkezi rolü görmektedir. Yani halkı rahatlatmakta, yapılanların güzelliklerine ikna etmekte, razı etmekte, gerginliklere meydan vermeme üzerine gayret göstermekte ve kimilerini baskı altına alma gayreti içinde olduğu gözlenebilmektedir. SPA merkezleri bilindiği üzere tatil beldelerinde, turistik mekanlarda veya genel olarak otellerde tatilcilerin, müşterilerin dinlendirilmeleri, relaks ve mutlu hale getirilmeleri amacıyla oluşturulmuş birimlerdir.

STK’ların görevi halkı razı etmek, ikna etmek ve uygulamaları kabul ettirerek sessizleştirmek değil, hakları konusunda aydınlatmak, bilinçlendirmek, kargaşaya meydan vermeden hak aramayı öğretmek ve bilinç oluşturmak, idareye yol göstermek ve böylece daha demokratik bir toplum yapısının var edilmesine katkı sağlamaktır. Ancak böyle olursa demokratik yapının vazgeçilmez ögeleri olarak değerlendirilmeleri mümkün olabilecek, var oluş ya da ortaya çıkış nedenine uygun hareket etmiş olacaklardır.

STK’ların bu anlamda faaliyetlerini gözden geçirmeleri, üzerine alması gerekenlerin faaliyetlerine çeki düzen vermeleri yararlı olacaktır diye değerlendiriyorum.

Mutlu, müreffeh insan ve huzurlu toplum için daha fazla demokrasi, daha fazla hürriyet, daha fazla hak ve özgürlükler diyorum

Etiketler : Orhan Küçük