Dünya Haber Girişi : 17 Haziran 2021 18:07

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Biden görüşmesinin detaylarını anlattı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Biden görüşmesinin detaylarını anlattı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Terör örgütlerini destekleyenler, onlara cesaret verenler, ne büyük bir yanlış yaptıklarını er ya da geç anlayacaklar.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Biden görüşmesinin detaylarını anlattı

Ben şuna inanıyorum; biz kendi göbeğimizi kendimiz keseriz. Bu işin başka yolu yok. Biz güvenlik güçlerimize inanıyoruz, güveniyoruz ve güçlüyüz elhamdülillah. Bunu Libya’da ispat ettik, Suriye’de ispat ettik, burada ispat ettik. Bundan sonra da ispat etmeye devam edeceğiz. Bunları da sayın Biden’la çok açık, net konuştum" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan ziyareti sonrası basın mensuplarının sorularını cevapladı. 13-14 Haziran'da Brüksel'de gerçekleştirilen NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi'ne ilişkin değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, "Zirvede NATO 2030 sürecini, yani ittifakın gelecek on yıla yönelik adaptasyonunun temel unsurlarını değerlendirdik.

Hem NATO'nun hem de ittifak üyelerinin güvenliğine yönelik güncel tehdit ve meydan okumaları masaya yatırdık. Bunlarla mücadele hususunda gereken yöntem ve tedbirleri ele aldık. Bilindiği üzere Türkiye NATO'nun en önemli üyelerinden biridir. İttifak kapsamında üzerimize düşen görevleri, sorumlulukları hakkıyla yerine getiriyoruz, kritik roller üstleniyoruz.

Elbette ittifak ortaklarımızdan bölgesel meseleler söz konusu olduğunda bazı beklentilerimiz var. Ülkemizin egemenlik haklarına ve güvenlik hassasiyetlerine saygı göstermelerini özellikle bekliyoruz. Müttefiklik ruhunun gerektirdiği bir dayanışma sergilemelerini istiyoruz" dedi.

NATO Zirvesi'nde muhataplara yine bu konudaki kararlılığın ifade edildiğine vurgu yapan Erdoğan, terörle mücadele ve insani krizlere etkin müdahale konusunda iş birliği tekliflerinin tekrarlandığını bildirdi. Erdoğan, "Zirve marjında düzenlenen Brüksel Forumu'nun 'İstikrara Katkı' başlıklı oturumunda da bu doğrultuda mesajlarımız oldu. Brüksel'de ayrıca gerek baş başa gerek heyetler arası 10 görüşme gerçekleştirdik. ABD Başkanı Sayın Biden başta olmak üzere, Litvanya, Letonya ve Fransa cumhurbaşkanları ile İngiltere, Almanya, Yunanistan, Macaristan, Hollanda ve İspanya başbakanları ile görüşmelerim oldu. Bütün toplantı ve görüşmelerimizde gündemimizdeki meseleleri muhataplarımızla ele aldık" dedi.

"Gelecekteki iş birliğimizin teminatı olan Şuşa Beyannamesi'ni imzaladık"

Azerbaycan ziyaretiyle ilgili konuşan Erdoğan, "Brüksel'deki programımızın ardından Azerbaycan Cumhurbaşkanı kıymetli dostum İlham Aliyev'in davetine icabetle Bakü'ye geldik. Sayın Aliyev'le birlikte Ermenistan işgalinden kurtarılan ve zaferin ardından Azerbaycan'ın kültür başkenti olarak ilan edilen Şuşa'da hem resmi görüşmelerimizi gerçekleştirdik hem de çeşitli ziyaretler yaptık. Bütün alanlarda ülkelerimiz arasındaki iş birliğini derinleştirecek adımları ele aldık.

Yeni dönemin bölge ülkelerinin barış, istikrar ve refahında bir imkan olarak değerlendirilmesine katkı sunacak hususları masaya yatırdık. Gelecekteki iş birliğimizin teminatı olan Şuşa Beyannamesi'ni imzaladık. Burada ayrıca Azerbaycan Milli Meclisine hitap etme imkanımız oldu. Daha sonra burada bulunan askerlerimizle bir araya geldik" ifadelerini kullandı.

Antalya'da Güneydoğu Avrupa İşbirliği Süreci Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi'ne başkanlık edeceğini ifade eden Erdoğan, "18 Haziran'da da Antalya Diplomasi Forumu'nun açılışını yapacağız. Bütün bu yoğun ziyaretlerimizin, görüşmelerimizin ve programlarımızın ülkemiz, bölgemiz ve dünya için verimli ve hayırlı olmasını diliyorum" açıklamasında bulundu.

"Ermenistan, güven artırıcı adımlar atmaya da başlamalı"

Ermenistan'ın çekildiği bölgelere döşediği mayınların haritalarını Azerbaycan'a vermemesi ile ilgili soru üzerine Erdoğan, "Ermenistan'ın Azerbaycan'ın Karabağ Zaferi gerçeğini kabul etmesi, bölgenin önünde açılan bu yeni dönemi doğru okuması gerekiyor. Ermenistan, güven artırıcı adımlar atmaya da başlamalı. Döşediği mayınların haritalarını Azerbaycan'la paylaşması bu yönde önemli bir ilk adımı teşkil edecektir. Savaş sırasında olduğu gibi, bu dönemde de yeniden imar çalışmalarından mayınlı alanların temizlenmesine kadar her adımda bütün imkanlarımızla Azerbaycan'ın yanında durmaya devam edeceğiz.

Mayın temizleme konusunda biz şu an itibarıyla biçer döver aletlerine de benzeyen bir aracı Türkiye olarak üretiyoruz. Bu, uzaktan kumandalı bir araç. Şu an itibarıyla Azerbaycan'a bundan 10 kadar verdik. Fakat ilk etapta bu sayıyı 20'ye çıkaracağız ama ardı ardına bunlardan kendilerine vermeye devam edeceğiz. Bunun en büyük özelliği çok seri mayın taraması yapması.

Uzaktan kumandayla mayını patlatıyor ve yoluna devam ediyor. Mayın patlatmada da sayısal olarak çok ileride. Yani bu öyle detektörle mayın aramaya benzemiyor, tarayarak gidiyor. Bunları aynı şekilde biz kendimiz de kullanıyoruz. Terör bölgelerinde bunlardan istifade etmeye başladık. Bu alet inşallah gerek bizde, gerekse dost kardeş ülkelerde çok iş görecek diye inanıyorum" dedi.

"Ben kendisine de bu teklifi yaptım"

Doğalgaz ve petrol araması ve çıkarılması konusunda Azerbaycan ile bir ortaklık olup olmayacağına yönelik açıklamalarda bulunan Erdoğan, "Şu anda özellikle bu konuda Azerbaycan'la bizim TANAP ve TAP'dan gelen bir dayanışmamız söz konusu. Bunun dışında, biz belki yeni bir sürece de adım atabiliriz. Bu ne olabilir? Örneğin şu anda bizim Türk Petrolleri ile alakalı bir yapımız var. Bu yapıyla birlikte nasıl şu anda TAP'da, TANAP'da birlikteliğimiz varsa, biz değerli dostum İlham Aliyev kardeşimizle böyle bir adımı Libya'da da atabiliriz.

Onların bu konularda belli bir birikimi var, deneyimi var. Aynı birikim ve deneyim bizde de olduğuna göre, hatta rafinaj olayında da bazı adımlar atmak mümkün. Bu tür adımları da atabiliriz. Ben kendisine de bu teklifi yaptım. O da böyle bir şeyden memnun olacağını, böyle bir adıma kendilerinin de girebileceğini söyledi. Temennim odur ki bu adımları beraber atmak suretiyle sadece Avrupa'ya açılmak değil hem kendi ülkemizde hem çok daha farklı ülkelere inşallah yayılma fırsatını da buluruz" dedi.

Zengezur projesi ile ilgili soruyu yanıtlayan Erdoğan, "Azerbaycan'ın Zengezur projesini çok önemli görüyoruz ve destekliyoruz. Açılacak olan bu koridor bütün bölge için çok önemli bir imkan olacak. Bu konuyla ilgili olarak şu an itibarıyla Rusya tarafında bir görüş ayrılığı ya da bu işi geciktirme gibi bir niyet olduğuna ihtimal vermiyorum. Tam aksine Rusya burada daha yardımcı bir hava içerisinde.

Gerek İlham Aliyev kardeşimin görüşmeleri var, gerekse yakın bir zamanda ben de ikili bir görüşmeyi sayın Putin'le yapacağız. Ama biz tabii şu an bir şeye kilitlendik. O da 5 yıllık anlaşma. Bu 5 yıllık anlaşmayla bu adımı atalım istiyoruz. Buralarda da bu platform konusunu, dün de söylemiştim bugün de söylüyorum. Bu platformun başını çeken ülkeler olarak Rusya var, Türkiye var, Azerbaycan var, İran var. Bunun yanında istiyoruz ki Gürcistan da bulunsun, istiyoruz ki Ermenistan da bulunsun. Rusya bu işin olmasını istiyor. Biz hakeza öyle. Biliyorsunuz geçenlerde Gürcistan Başbakanı bizdeydi, kendisiyle de bunu konuştuk. Bu konuları kendisine özellikle ifade ettim ve kendisi de 'Biz bunun üzerine çalışalım' dediler.

Kendilerini o şekilde uğurladık. Bu platforma onların da olumlu desteği olursa bölge çok çabuk sükûnete kavuşur diye düşünüyorum. Bu güzergah tabii Azerbaycan'a büyük imkanlar sağlayacak. Aynı şekilde tabii Ermenistan'a da büyük avantajlar sağlayacak. Bu konuyla ilgili olarak Rusya'nın da olumlu bakışı var. Çünkü burası önemli bir koridor, önemli bir hat. Temenni ediyorum ki bölgenin tarımına da çok ciddi bir zenginlik katacak. Yani burası bir tarım koridoru olarak da nefes aldıracak diye inanıyoruz" ifadelerini kullandı.

Erdoğan, "İlham Aliyev Şuşa Beyannamesi'nden bahsederken bunu biraz da Kars Anlaşması'na benzetti. Azerbaycan toplumunda da Türkiye'nin askeri üssü konusunda ciddi bir talep söz konusu. Bu yeni anlaşma kapsamında askeri üs söz konusu olabilir mi? Şuşa Beyannamesi askeri üssü kapsıyor mu?" sorusuna ise şu yanıtı verdi:

"Şimdi bu açıkladığımız maddelerin dışında değil. Burada daha sonra gelişme, genişleme olabilir. Şimdilik burada daha çok, özellikle bu sınır boylarının garanti altına alınması, teminat altına alınması asıl olandır. Burada özellikle sayın İlham Aliyev'in Putin ile yapacağı ara görüşmeler bu işi farklı bir şekilde geliştirebilir. Bizim yapacağımız görüşmeler bu işi farklı şekilde geliştirebilir" dedi.

"Terör evrensel bir sorundur, bizim mücadelemiz sadece ülkemiz için değil, insanlık için bir mücadeledir"

NATO'da terörle mücadele konusunda Türkiye'nin YPG/PKK, FETÖ ve DEAŞ'la mücadelesini anlatan İngilizce kitabın dünya liderlerine takdim edilmesiyle ilgili de konuşan Erdoğan, "Benim gerek sayın Biden'a, gerekse diğer liderlere vermiş olduğum o kitapla alakalı onlar da tabii memnun kaldılar. Dünya liderlerini bu noktada belgelerle, bilgilerle özellikle bilgilendirelim istiyoruz.

Diğer taraftan maalesef ABD örneğin hala Afrin'deki hastanenin bombalanması konusunda, orada bu terör örgütünün YPG olduğunu söyleyemedi. Biz, gerek PKK/YPG ile, gerek FETÖ ile gerekse de DEAŞ'la ilgili mücadelemizi belgeler eşliğinde bir kez daha en üst düzeyde muhatabımıza ilettik. Biz her ne olursa olsun terörle mücadeleye devam edeceğiz. Bunu ülkemiz için, bölgemiz için, küresel barış ve adalet için yapıyoruz" şeklinde konuştu.

Terörle mücadele konusunda Türkiye'nin kararlılıkla adımlarını atacağına vurgu yapan Erdoğan, "Biz her zaman 'iyi terörist, kötü terörist' şeklindeki ikircikli tavırla terörün yok edilemeyeceğini vurguladık. Terörün hedefi olan bir müttefikin yanında durmak yerine, o müttefikin mücadele ettiği terör örgütlerini tercih etmek tarihi bir hatadır.

Terör örgütlerini destekleyenler, onlara cesaret verenler, ne büyük bir yanlış yaptıkları er ya da geç anlayacaklar. Ben şuna inanıyorum; biz kendi göbeğimizi kendimiz keseriz. Bu işin başka yolu yok. Biz güvenlik güçlerimize inanıyoruz, güveniyoruz. Ve güçlüyüz elhamdülillah. Yani silahlı kuvvetlerimizle, polisimizle, bütün güvenlik korucularımızla her şeyimizle güçlüyüz. Bunu Libya'da ispat ettik, Suriye'de ispat ettik, burada ispat ettik. Bundan sonra da ispat etmeye devam edeceğiz. Çok ciddi manada oralarda bize gönül veren insanlar bu konuda bizim ne konumda olduğumuzu gayet iyi biliyorlar. Bunları da sayın Biden'la çok açık, net konuştum" açıklamasında bulundu.

F-35 konusunda Türkiye'nin görüşlerinin değişmediğini Biden'a ilettiğini söyleyen Erdoğan, "Türkiye olarak gerek F-35, gerekse S-400 konusunda farklı bir adım atmamızı beklemeyin dedim. Çünkü biz F-35'te üzerimize düşeni yaptık ve parasal olarak vermemiz gerekenleri verdik.

S-400 ile ilgili olarak da biz sizden Patriot istedik, siz vermediniz; tam aksine üslerimizde bulunanları da aldınız. Dolayısıyla biz ne yapacaktık? Başımızın çaresine bakacaktık. Yakın markajda işleri takip etmemiz lazım. Biz bütün haklarımızın takipçisi olacağız. Savunma sanayisi ile ilgili tüm konuları, müşterek atabileceğimiz adımları görüşmeye devam edeceğiz. Bundan sonraki süreçte de Dışişleri Bakanımız, Milli Savunma Bakanımız ve Savunma Sanayii Başkanımız muhataplarıyla görüşmek suretiyle bu süreci yürütecekler" dedi.

Biden'ı Türkiye'ye davetine ilişkin konuşan Erdoğan, "Takvim belirmedi ama takvimin sinyalleri ortaya çıktı. (Biden) dedi ki 'Şu an aşırı yoğun programlarıma rağmen, bunları yoluna koyduktan sonra özellikle bir Türkiye seyahati yapmak istiyorum'" diye konuştu.

"Sayın Biden ile ilişkilerimizi müttefikliğe ve stratejik ortaklığa yakışır şekilde sürdürmek arzusundayız"
ABD ile ilişkilerin nasıl bir yön izleyeceğine ilişkin Erdoğan, "Sayın Biden ile ilişkilerimizi müttefikliğe ve stratejik ortaklığa yakışır şekilde sürdürmek arzusundayız. Amerika ile Suriye'den Libya'ya, terörle mücadeleden enerjiye, ticaretten yatırımlara kadar geniş bir yelpazede ciddi iş birliği potansiyeline sahibiz. Ülkelerimiz arasındaki mevcut mekanizmaları işleterek bu potansiyeli tam manasıyla hayata geçirmeyi hedefliyoruz" ifadelerini kullandı.

Libya'da önümüzdeki dönemde yaşanacak gelişmelere yönelik soru üzerine Erdoğan, "Bilindiği üzere Libya'nın meşru hükümeti ile yakın iş birliği içindeyiz. NATO Zirvesi öncesinde de Dışişleri Bakanımızın başkanlığında bir heyetimiz Libya'da bir dizi görüşme gerçekleştirdi. Brüksel zirvesinden önce böyle bir ziyaretin yapılması çok çok önemliydi, çok çok da iyi oldu. Arkadaşlarımız geç saatlere kadar orada bu çalışmayı yaptılar. Gerek başbakan, gerek konsey başkanı ile yapılan verimli görüşmeler neticesinde memnuniyetle döndüler. Libya tarafı da bu ziyaret ve görüşmelerden memnuniyet duydu.

Libya ile ilişkilerimizi güçlendirme, anlaşmalarımızı gözden geçirme fırsatı bulduk. Bu ziyaret tabii dünyada da çok farklı bir şekilde izlendi. Bundan sonra da bu çalışmaları belirli aralıklarla devam ettireceğiz. Sadece Libya değil burası için de öyle Afganistan, Pakistan, Türkmenistan, Kazakistan, Kırgızistan ve bütün bu bölgede inşallah bu ekip bu tür çalışmalarını sürdürecek. Bunları yapmamızın sebebi var. Böylece 'Türkiye sizinle her zaman beraber, sizi yalnız bırakmayacak' diyoruz. Bu diplomasi ilişkisini sürekli diri tutacağız. Bununla beraber onların taleplerinizi öğrenmek, bizim taleplerimizi iletmek için sürekli bu görüş alışverişini yapmak istediğimizi onlara bildireceğiz" dedi.

Türkiye'nin Afganistan'da istikrar ve barış için en fazla çaba gösteren ülkelerin başında geldiğini kaydeden Erdoğan, Türkiye'nin Afganistan'da sürdürülebilir bir huzur ortamının tesisi için her türlü katkıyı vermeye devam edeceğine dikkat çekti.

ABD'nin Afganistan'dan çekilme kararı sonrasında Türkiye'nin burada çok daha fazla sorumluluk alabileceğine vurgu yapan Erdoğan, "Afganistan'daki bütün tarafların ve bölge ülkelerinin yapıcı katkılarıyla barış sürecini kalıcı hale getireceğimize inanıyorum. Bundan sonraki süreçte de barış çabalarımızı ve Afganlı kardeşlerimize desteğimizi güçlü şekilde sürdüreceğiz. İnşallah biz Afganistan'daki kardeşlerimizin sıkıntılara düçar olmasına fırsat vermeyiz" ifadelerini kullandı.

NATO Zirvesi'nde yapılan görüşmelerde Suriyeli mülteciler meselesinin Avrupalı liderler tarafından gündeme getirilmediğini söyleyen Erdoğan, "Maalesef Avrupalı liderler bu konuları hiç gündeme getirmedi diyebilirim. Biz gündeme getirdik. Özellikle bu Frontex olayını gündeme getirdik. Frontex konusunda onların da şikayetçi olduğunu bizzat kendilerinden duyduk. Frontex'in başındaki şahsın bunlar tarafından da eleştirildiğini gördük. Miçotakis'le görüştük.

Kendisine bir şey söyledim, 'Bugünkü toplantı gibi, bundan sonra da biz üçüncü kişi, kurum veya devletleri aramıza sokmayalım. Yapacaksak bu işleri beraber yapalım. Senin özel temsilcin, benim özel temsilcim bir arada görüşsünler, bizi haberdar etsinler. Ondan sonra da biz bir araya gelelim. Adımları da buna göre atalım' dedik. Mutabık kaldığımız en önemli konu da zaten bu oldu. İnşallah bundan sonra Yunanistan'la devletler, kurum ve kuruluşlar araya girmek suretiyle değil, daha çok benim özel temsilcim İbrahim Bey ile kendi özel temsilcisi Eleni Hanım haberleşerek bir araya gelerek adımları da ona göre atmış olacağız. Bizim Miçotatis'le bir araya gelişimiz onlar için bayramlık şeker gibi oldu. Bu çok önemli bir şey. İyi oldu, güzel geçti. Temenni ediyorum bundan sonrası da güzel olsun" değerlendirmesini yaptı.

"NATO ülkelerinde bu silah, araç, gereç, mühimmat bunların bulunması çok çok önemli"

İHA ve SİHA'lar konusunda zaman zaman talepler geldiğini belirten Erdoğan şunları kaydetti:

"Bu konuya ilgiyi özellikle NATO Zirvesi'nde de gördük. Bu konuda bizim en son Polonya ile bir anlaşmamız oldu. Tabii Polonya'dan sonra bir yerde bu işin kapısı açılmış oldu. Şimdi talepler zaman zaman geliyor, gelecek. Tabii burada bizim açımızdan bir şey çok önemli. Baykar'ın bu alanda attığı adım Avrupa'ya Türk savunma sanayisinin açılması demektir. Gerek İHA'da, gerek SİHA'da, gerek Akıncı'da ilk defa Avrupa pazarlarına Türk savunma sanayisinin ürünleri girecek. Şimdi bazı yeni ürünler de var. Onların mühimmatı var. O mühimmatlar da çok önemli. Onlar da bu pazarlara girecek. Bunların girmesiyle beraber NATO'da, NATO ülkelerinde bu silah, araç, gereç, mühimmat bunların bulunması çok çok önemli. Polonya bu noktada önemli. Diğerleri hakeza öyle. Temenni ediyorum ki bundan sonraki süreçte bu adımları güç birliği yaparak devam ettiririz" dedi.

Siyasi Partiler Yasası ve Seçim Yasası ile ilgili çalışmalar konusunda Erdoğan, "Seçim Yasası ile ilgili Hayati Bey hazırlanan paketi Cumhur İttifakı'nın tarafı Feti Bey'e ulaştırmış durumda. Oradan yapılacak dönüşten sonra biz tekrar değerlendirmemizi yapıp adımlarımızı ona göre atacağız.

Anayasa ile ilgili bizim çalışmalarımızı şu anda Yavuz Atar Bey'in başkanlığındaki Anayasa Bilim Kurulu yürütüyor. Taslak çalışma tamamlandı. Bu çalışmayı aynı şekilde biz yine müttefikimiz MHP'ye vermenin hazırlığı içindeyiz. MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli Bey hazırlıklarını bize gönderdiler. Biz bir heyetle de ona çalışıyoruz. Bunları birbirine mezcedeceğiz. Sonra da inşallah her ikimizin ortak bir kabulü olarak bunu parlamentodaki diğer partilerle, STK'larla ve kamuoyuyla ayrıca paylaşacağız" diye konuştu.

Millet İttifakı'nın adayı ile ilgili soruya cevap veren Erdoğan, "Cumhur İttifakı'nın adayı belli. Dolayısıyla bizim karşımıza kimin çıkacağı bizi pek de ilgilendirmiyor. Biz şimdi Cumhur İttifakı'nın adayı olarak, Allah ömür verirse yapmamız gereken hazırlıklarımızı en güçlü şekilde, en güzel şekilde yapmak; 19 yıl içinde ülkemizi nereden nereye getirdik, bundan sonraki süreçte her alanda nereden nereye götüreceğiz, bunun çalışmasını yapmak.Bunun için de ciddi bir ekip, ciddi bir kadro kurarak bu adımları atmamız gerekiyor. Bu iş tabii kuru sıkı atmakla olmuyor. Bunun için ciddi bir ekip ve kadro çalışması bizim için önem arz ediyor" ifadelerini kullandı.

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.